وَانشَقَّتِ السَّمَاء فَهِيَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌ
Ven şakkatis semâu fe hiye yevme izin vâhiyeh(vâhiyetun).
| ve inşakkati | : ve yarıldı |
| es semâu | : sema, gökyüzü, gök |
| fe | : artık |
| hiye | : o |
| yevme izin | : izin gün |
| vâhiyetun | : zaafa uğramıştır (dengesi bozulmuştur) |
Gök de yarılmış ve artık o, o gün za'fa düşmüşdür.
(15-17) İşte o günde Kıyamet vukûa gelmiş olur. Ve gök yarılmıştır, artık o, o günde pek zaiftir. Ve melek (zümresi) onun çevresindedir ve Rabbin Arş'ını, başları üzerinde sekiz melek yüklenir.
Ve Semâ yarılmış o da o gün sarkmıştır,
Ve gök yarılmış, o da o gün sarkmıştır.
O gün gök yarılmış, sarkmıştır.
Gök yarılır; o gün düzeni bozulur.
Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.
Gök yarılır; o gün artık o bütün güç ve ölçüsünü kaybetmiştir.
O gün gök yarılır, parçalanır, iyice kuvvetten düşer.
Gök de yarılmış; o gün, o da sarkmıştır.
Gök de yarılmış ve o gün bitkin bir hale gelmiştir.
Ve gök yarılır, o gün bitkin bir hâle gelir.
Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.
Gök yarılıp çatlamıştır; artık o gün, 'sarkmış/za'fa uğramıştır.'
Gok yarilir; o gun duzeni bozulur.
Gök yarılmış, o gün o; zayıflamış sarkmıştır.
Gök yarılıp çatlamıştır; artık o gün 'sarkmış/za'fa uğramıştır'.
ve gök yarılıp parçalanacak -çünkü o Gün zayıf ve güçsüz düşecek-;
Gök paramparça olur, çünkü o gün zayıf ve güçsüz düşer..
Gök de yarılıp çatlamıştır: artık o gün, 'sarkmış/za'fa uğramıştır.'
Gök yarılmış, gücünü yitirmiştir.
Gök yarılmıştır; o gün o, zayıf, sarkıktır.
Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır.
Gök yarılmıştır, parçalanmıştır.