وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ
Ve innâ le na’lemu enne minkum mukezzibîn(mukezzibîne).
| ve innâ | : ve muhakkak ki biz |
| le na'lemu | : elbette biliyoruz |
| enne | : olduğunu |
| min-kum | : sizden |
| mukezzibîne | : yalanlayanlar, inanmayanlar, inkâr edenler |
İçinizde yalan sayanlar bulunduğunu elbet biz de biliyoruz.
Ve muhakakak ki, Biz elbette biliriz. Şüphe yok ki, sizden tekzîp edenler vardır.
Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmıyanlar var
Bununla beraber Biz biliyoruz ki, sizden inanmayanlar var.
Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var.
İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz.
İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
Biz, elbette sizden (Kur'ân'ı) yalan sayanları biliriz.
Elbette sizden bazılarının Peygamberi "yalancı" saydığını biliriz.
Doğrusu, biz de biliyoruz ki, sizden inanmıyanlar var.
İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu Biz de bilmekteyiz.
Ve şüphe yok ki biz, elbette biliriz, sizden, yalanlayanlar vardır.
İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
Elbette Biz, içinizde yalanlayanların bulunduğunu biliyoruz.
Icinizde yalanlayanlar bulundugunu suphesiz bilmekteyiz.
İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
Elbette biz, içinizde yalanlayanların bulunduğunu biliyoruz.
Ve bakın, içinizde onu yalanlayacakların bulunduğunu iyi biliriz:
Elbette biz, biliyoruz ki içinizden yalanlayanlar vardır.
Elbette biz, içinizde yalanlayanların bulunduğunu biliyoruz.
İçinizde onu yalanlayanların olduğunu biliyoruz.
Biz, içinizde yalanlayanlar bulunduğunu elbette biliyoruz.
Ve biz, içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu kesinlikle biliyoruz.
İçinizden yalanlayanlar olduğunu iyi biliyoruz.