لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمِينِ
Le ehaznâ minhu bil yemîn(yemîni).
| le ehaznâ | : elbette biz tutar alırdık |
| min-hu | : ondan |
| bi el yemîni | : sağı |
Elbette onun sağ elini (kuvvet ve kudretini) alıverdik,
(45-46) Elbette ki onu sağ tarafından yakalardık. Sonra O'ndan yürek damarını kesiverirdik.
Elbette biz onu ondan dolayı yemîniyle yakalar (kuvvetle tutar hıncını alır)dık.
Elbette Biz onu, o yüzden yeminiyle yakalar (kuvvetle tutar hıncını alır)dık!
Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık.
(44-46) Eğer o (Muhammed), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık.
(44-45) Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık.
Elbette onu kıskıvrak yakalardık.
Elbette biz, onu sağ elimiz (kudret ve kahrımız)le yakalar,
(44-46) Eğer o Resul bizim adımıza birtakım sözler uydursaydı, onu elimizle yakalar, sonra da onun şah damarını keserdik.
Elbette biz O’nu kuvvetle yakalar ve O’ndan intikam alırdık.
Elbette Biz; onu, kuvvetle yakalardık.
Elbette onu kudretimizle alırdık.
Elbette onu kıskıvrak yakalardık.
Muhakkak onun sağ elini (bütün güç ve kudretini) çekip alıverirdik.
(44-46) Eger o (Muhammed), Bize karsi, ona bazi sozler katmis olsaydi, Biz onu kuvvetle yakalardik, sonra onun sah damarini koparirdik.
Biz onu kuvvetle yakalardık,
Muhakkak onun sağ elini (bütün güç ve kudretini) çekip alıverirdik.
o'nu sağ elinden yakalardık;
Onun gücünü kuvvetini alırdık.
Muhakkak onun sağ elini (bütün güç ve kudretini) çekip alıverirdik.
Onu kıskıvrak yakalar,
Elbette onun sağ (elini veya kuvvet)ini alırdık.
Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.
Biz onu kuvvetle yakalar,