وَهُوَ يَخْشَى
Ve huve yahşâ.
| ve huve | : ve o |
| yahşâ | : huşû duyuyor |
o, (Allahdan) korkar bir (adam) olduğu halde,
(8-9) Fakat o kimse ki, sana koşarak geldi. Ve o ise korkar.
Haşyet duyarak gelmişken
içinde saygı duyarak gelmişken,
Allah'tan korkarak gelmişken,
(8-10) Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.
(8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
(8-10) Fakat koşarak ve (Allah'tan) korkarak sana gelenle de ilgilenmiyorsun.
(8-9-10) (Allah'tan) saygı ile korkarak koşup gelenle ilgilenmeyip kendisinden habersiz (gibi) görünüyorsun.
(8-10) Fakat Allaha saygı duyarak sana şevkle koşa koşa gelenle sen ilgilenmiyorsun.
Allah’dan korkmuş iken,
Ki o, korkar durumdadır.
Ve korkan kişi.
Ve (Allah'tan) korkarak gelenle,
Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
(8-10) Sen, Allah'tan korkup sana kosarak gelen kimseye aldirmiyorsun.
Allah'tan sakınarak gelmişken.
Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
ve (Allah) korkusu ile (yaklaşanı)
Ve korkarak..
Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
Üstelik çekinerek gelmişken,
Saygılı olarak gelmişken,
Odur içine ürperti düşen.
Saygı gösterdiği halde,