وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّى
Ve mâ yudrîke leallehu yezzekkâ.
| ve | : ve |
| mâ yudrî-ke | : sen bilemezsin |
| lealle-hu | : umulur ki böylece o |
| yezzekkâ | : tezkiye olur, şirk ve günahlardan temizlenir |
(Onun haalini) sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle) temizlenecekdi.
Sana ne şey bildirdi, olabilir ki, o temizlenecektir?
Ne bilirsin o belki temizlenecek
Ne bilirsin, belki o temizlenecek.
Ne bilirsin, belki o temizlenecek?
Ne bilirsin, belki de o arınacak;
(Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,
(1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
(3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?
(3-4) Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?
Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.
Ne bilirsin belki de o, temizlenecekti.
Belki o, arınacaktır, ne bilirsin?
Belki o temizlenecek,
Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip arınacak?
Ne bilirsin, belki de o arinacak;
Ne bileceksin sen belki o arınacak?
Nerden biliyorsun; belki o temizlenip arınacak.
Nereden bilebilirsin (ey Muhammed,) belki de o arınacaktı,
Ne bilirsin belki o, arınacaktır.
Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip arınacak?
Nereden biliyorsun, belki arınacaktı.
Ne bilirsin belki o arınacak?
Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.
Ne bilirsin, belki de o arınacak;