وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ
Ve vucûhun yevmeizin aleyhâ gaberah(gaberatun).
| ve vucûhun | : ve yüzler vardır |
| yevme izin | : izin günü, o gün |
| aleyhâ | : onun üzeri |
| gaberatun | : toz bürünmüş, tozlu, toza toprağa bulanmış |
O gün yüzler de vardır; üzerlerini toz toprak (bürümüşdür),
Ve o gün birtakım yüzler de vardır ki, onların üzerlerini bir toz toprak sarmıştır.
Yüzler de vardır o gün üzerinde tor toz
Yüzler de vardır, üzerinde tor toz.
Yüzler de var ki, o gün tozlanmış,
(40-41) O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.
O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler.
(40-42) Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir. İşte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır.
(40-41) Yüzler de var ki o gün üzerleri tozludur; o tozu da bir karanlık sarar.
Yüzler de vardır toza toprağa bulanmış,
Nice yüzler de vardır ki, o gün üzerlerinde toz toprak var.
O gün; yüzler de vardır, tozlanmış,
Ve nice yüzler o gün tozlarla bulanır.
Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş,
Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür.
(40-41) O gun birtakim yuzler de tozlanmis ve onlari karanlik burumustur.
Bazı yüzler o gün tozlanmış.
Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür.
Bazı yüzler de o Gün toz toprakla kapanacak,
Yüzler vardır o gün, üzeri tozlu..
Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür,
Kimi yüzler de o gün toza toprağa bulanmış,
Yüzler de var ki o gün tozlanmış.
Ve yüzler vardır o gün toza toprağa bulanmış.
O gün bazı yüzler de perişan;