عَنِ الْمُجْرِمِينَ
Anil mucrimîn(mucrimîne).
| an(i) | : den |
| el mucrimîne | : suçlular, cürüm (suç) işleyenler |
günahkârları (n hallerini):
(41-42) Günahkârlardan. «Sizi cehennemde bulunmaya ne şey sevketti?»
Mücrimlerden
suçlulardan;
Suçluların durumunu.
(39-42) Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: 'Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?' diye sorarlar.
(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”
(40-42) Onlar cennetler içindedir. Günahkârlara: Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? diye uzaktan uzağa sorarlar.
(40-41) Cennetlerde, suçlu günahkârlar hakkında birbirlerinden sorarlar :
(40-42) Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: "Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?" diye sorulur.
Mücrimlerden;
Suçlulara;
Mücrimlerin hâlinden.
Günahkârların durumunu:
Suçlu günahkarları;
(39-42) Ancak, defteri sagdan verilenler boyle degildir; onlar cennettedirler. Suclulara: «Sizi bu yakici atese surukleyen nedir?» diye sorarlar.
Günahkârlara:
Suçlu günahkarları;
günahkarlara:
Suçluları..
Suçlu günahkarları:
Mücrimlere sorarlar:
Suçluların durumunu:
Suçlular hakkında:
Suçlulara: