كَلَّا بَل لَا يَخَافُونَ الْآخِرَةَ
Kellâ, bel lâ yuhâfûnel âhıreh(âhıreten).
| kellâ | : hayır |
| bel | : bilâkis |
| lâ yuhâfûne | : korkmuyorlar |
| el âhireten | : ahiret |
Hayır (bu isteyişleri boşdur). Daha doğrusu onlar âhiretden korkmazlar.
Hayır. Doğrusu (onlar) ahiretten korkmazlar.
Hayır, doğrusu Âhıretten korkmıyorlar
Hayır! Doğrusu ahiretten korkmuyorlar.
Yok, yok onlar ahiretten korkmuyorlar.
Hayır; daha doğrusu ahiretten korkmazlar.
Hayır, hayır! Onlar ahiretten korkmuyorlar.
Hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.
Hayır, onlar Âhiret'ten korkmazlar.
Hayır! onlar aslında âhiret endişesi taşımazlar.
Hayır, (onlara bu istedikleri verilmez), hakikat şu ki, onlar ahiretten korkmazlar.
Hayır, doğrusu onlar, ahiretten korkmuyorlar.
Hayır, öyle değil, onlar, âhiretten korkmazlar.
Hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.
Hayır; onlar şüphesiz ahiretten korkmuyorlar.
Hayir; daha dogrusu ahiretten korkmazlar.
Hayır, hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.
Hayır; onlar şüphesiz ahiretten korkmuyorlar.
Asla, onlar öteki dünya(ya inanmazlar ve on)dan korkmazlar.
Hayır, aksine onlar ahiretten korkmuyorlar.
Hayır, onlar hiç şüphesiz ahiretten korkmuyorlar.
Heyhat! Aslında onlar âhiretten korkmuyorlar.
Yok yok onlar âhiretten korkmuyorlar.
Hayır, öyle şey olmaz! Doğrusu şu ki, âhiretten korkmuyorlar.
Doğrusu, onlar ahiretten korkmuyor.