إِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
İnnehu fekkere ve kadder(kaddere).
| Inne-hu | : muhakkak ki o |
| fekkere | : tefekkür etti, düşündü |
| ve kaddere | : ve takdir etti, ölçtü, tespit etti, karar verdi |
Çünkü o (Kur'an hakkında ne diyeceğini) uzun uzadıya düşündü, (kendine göre gûyâ bir) ölçü koydu.
(18-19) Şüphe yok ki o, düşündü ve ölçtü biçti. Artık kahrolası, nasıl ölçtü biçti.
Çünkü o bir düşündü, ölçtü biçti
Çünkü o bir düşündü, ölçtü biçti.
Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti.
Çünkü o, düşündü, ölçtü biçti;
Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.
Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.
Çünkü gerçekten o, iyice düşündü, ölçüp biçti.
O düşündü, ölçtü, biçti...
Çünkü o (Velid İbni Muğire), kendi kendine bir düşündü ve (zannınca peygambere söyliyecek sözünü) uydurub kurdu.
Doğrusu o, düşündü ve ölçüp biçti.
Şüphe yok ki o, iyice bir düşündü de kendince ölçtü biçti.
Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.
Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tesbit etti.
Cunku o, dusundu, olctu bicti;
O düşündü ve değerlendirme yaptı.
Çünkü o, düşündü (fekkere) ve bir ölçü tesbit etti.
Bakınız, (mesajlarımız hakikati inkara şartlanmış olan birine aktarıldığında, onları nasıl çürüteceğini) düşünür ve (onu) hesaplar,
Çünkü o düşündü ve karar verdi..
Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tesbit etti.
Düşünüp taşındı, ölçüp biçti.
Zirâ o düşündü, ölçtü, biçti.
Derin derin düşündü o; ölçtü biçti.
Nitekim o düşündü; ölçtü biçti.