لَا تُبْقِي وَلَا تَذَرُ
Lâ tubkî ve lâ tezer(tezeru).
| lâ tubkî | : yakıp tüketir, bakiye bırakmaz |
| ve lâ tezeru | : ve terketmez, bırakmaz |
Hem (bedeninden hiçbir eser) bırakmaz (hepsini helak eder), hem yine (eski haaline getirib aynı azâbı yapmakdan) vaz geçmez o,
Ne bırakır ve ne de terkeder,
Ne bakıyye kor ne bırakır
Ne bir parça kor, ne bırakır.
Ne geriye bir şey kor, ne bırakır.
O, ne geri bırakır ne de azabdan vazgeçer.
Geride bir şey koymaz, bırakmaz.
Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o.
Ne geriye kor, ne de bırakır ?
O, içine atılanı yer, bitirir. Yine de bırakmaz, eski haline çevirip bu işi tekrar eder.
(İnsanların bedeninde et) bırakmaz, (kemik de) koymaz.
O, ne geri bırakır, ne de azabdan vazgeçer.
Yakar bitirir de gene bırakmaz.
Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o.
Ne alıkoyar, ne bırakır.
O, ne geri birakir ne de azabdan vazgecer.
Geride hiçbir şey bırakmaz, ondan hiçbir şey kurtulmaz.
Ne alıkoyar, ne bırakır.
O ne yaşatır, ne de (ölüme) terk eder,
O, ne geri bırakır ne de vazgeçer.
Ne alıkoyar, ne bırakır.
Ne iz bırakır, ne vazgeçer.
(Geride bir şey) Komaz, bırakmaz (her şeyi yakıp yok eder).
Ortada bir şey bırakmaz, hiçbir şeyi görmezlik etmez o.
Ne bırakır, ne de yüklenir (tam ve mükemmel),