كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ
Ke ennehum humurun mustenfireth(mustenfiretun).
| keenne-hum | : sanki onlar ..... gibi |
| humurun | : yabanî merkepler (yaban eşekleri) |
| mustenfiretun | : ürkmüş olan |
(50-51) Sanki onlar arslandan ürküb kaçan vahşî eşeklerdir!
(50-52) Sanki onlar, arslanlardan ürkerek firar etmiş yaban eşekleridir. Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun.
Sanki ürkmüş yaban eşekleri
Sanki ürkmüş yaban eşekleri,
Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri.
(50-51) Aslandan ürkerek kaçan yabani merkeplere benzerler.
(50-51) Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
(49-51) Böyle iken onlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâla) öğütten yüz çeviriyorlar?
(50-51) Aslandan kaçan ürkek yaban eşekleri gibi..
(49-51) Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?
Sanki ürkmüş yaban eşekleri;
Ürkek yaban eşekleri gibi;
Sanki yabâni eşeklerdir onlar da.
Kaçan yaban eşekleri gibi,
Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;
(50-51) Arslandan urkerek kacan yabani merkeplere benzerler.
Yaban eşekleri gibidirler.
Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;
adeta korkuya kapılmış merkepler gibiler,
(50-51) Sanki onlar, aslandan kaçan yaban eşekleri gibidir.
Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;
Sanki ürkmüş yaban eşekleri,
Yaban eşekleri gibi;
Sağa sola kaçışan yaban eşekleri gibidirler,
Ürkmüş zebralar gibi,