كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ رَهِينَةٌ
Kullu nefsin bimâ kesebet rehîneh(rehînetun).
| kullu | : bütün, hepsi |
| nefsin | : nefs |
| bimâ | : şey ile, şey sebebiyle |
| kesebet | : kesbettikleri, iktisap ettikleri, kazandıkları dereceler |
| rehînetun | : rehine, bir şey karşılığı olarak bir yerde bağlı kalma |
Her nefs, kazandığı (kesb-ü ihtiyar etdiği) şey mukaabilinde bir rehindir.
(36-38) İnsan için bir korkutucu olarak. Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimse için. Her nefs, kazanmış olduğu şeye bağlıdır.
Her nefis kazancına bağlıdır
Her nefis kazancına bağlıdır,
Her nefis kendi kazancına bağlıdır.
Herkes kazancına bağlı bir rehindir;
Herkes kazandığına karşılık bir rehindir.
Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir;
Herkes elde ettiğine karşılık rehindir.
(38-39) Ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında herkes, yaptığı işlerin rehini ve esîri olacaktır.
Herkes kazandığına karşılık bir rehinedir; (hesabını doğru vermekle ancak kendisini kurtarabilir).
Her nefis kazandığı ile bağlıdır.
Herkes, kazancına bağlıdır.
Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir;
Her nefis, kazandıklarına karşılık bir rehinedir.
Herkes kazancina bagli bir rehindir;
Herkes tutumunun ve davranışlarının tutsağıdır.
Her nefis, kazandıklarına karşılık bir rehinedir.
(Hesap Günü) her insan, yapmış olduğu bütün (kötü) fiiller için rehin olarak tutulacaktır;
Herkes kazancına bağlı bir rehinedir.
Her nefis, kazanmakta olduklarına karşılık olmak üzere bir rehinedir.
Her can kendi kazancına bağlıdır.
Her can, kazandığıyle (Allâh katında) rehin alınmıştır.
Her benlik öz kazancının bir karşılığıdır.
Her kişi kendi günahıyla mahkum olur.