وَبَنِينَ شُهُودًا
Ve benîne şuhûdâ(şuhûden).
| ve benîne | : ve oğullar, erkek çocuklar |
| şuhûden | : göz önünde, her zaman yanında |
(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.
(13-15) Ve yanında hazır oğullar (verdim). Ve onun için bir döşemekle döşeyiverdim. Sonra da arttırayım diye tamahkar bulunuyor.
Hem göz önünde oğullar
göz önünde oğulları,
Hem göz önünde oğullar verdim.
(11-14) Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi Bana bırak.
(12-13) Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.
(11-14) Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak!
(11-12-13-14) (Ey Peygamber!) Beni, o tek başına yarattığım, kendisine geniş çapta mal ve göz önünde duran çocuklar verdiğim; imkânları hazırlayıp döşediğim adamla başbaşa bırak.
(11-14) Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!
Hem (kendisi ile) hazır bulunan oğullar...
Görülen oğullar verdiğimi,
Gözlerinin önünde duran oğullar verdim.
Göz önünde duran oğullar (verdim),
Göz önünde hazır çocuklar (verdim).
(11-14) Tek olarak yaratip kendisine bol bol mal, cevresinde bulunan ogullar verdigim ve nimeteri yaydikca yaydigim o kimseyi Bana birak.
Gözü önünden ayrılmayan evlatlar verdim.
Göz önünde hazır çocuklar (verdim).
ve (sevginin) şahitleri olarak çocuklar,
Göz önünde oğullar verdim.
Göz önünde hazır çocuklar (verdim),
Ve dizinin dibindeki evlâtlarını verdim.
Göz önünde oğullar (verdim).
Göz doyurucu oğullar verdim.
Hem de gözü önünde çocuklar...