ثُمَّ يُقَالُ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
Summe yukâlu hâzellezî kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).
| summe | : sonra |
| yukâlu | : denir |
| hâzâ ellezî | : bu ..... o ki, o şey |
| kuntum | : siz oldunuz |
| bi- hî | : onu, kendisini |
| tukezzibûne | : yalanlıyorsunuz |
Sonra da (onlara) «İşte (bu azâb) sizin yalan saymakda devam etdiğiniz şeydir» denilecek.
Sonra denilir ki: «İşte bu, sizin kendisini yalanladığınız şeydir.»
Sonra da denecek: işte bu, sizin o tekzîb edip durduğunuz
Sonra da onlara: «İşte bu, sizin yalanlayıp durduğunuz!» denilecek.
Sonra da onlara: «İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir» denilecek.
Sonra da: 'yalanlayıp durduğunuz işte budur' denecektir.
Sonra da onlara, “Yalanlamakta olduğunuz işte budur” denecektir.
Sonra onlara: «İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur» denilir.
Sonra da, «İşte yalanlamakta olduğunuz şey budur!» denilecek.
Sonra kendilerine: "İşte size yalan saydığınız cehennem!" denilir.
Sonra (onlara) şöyle denilecek: “- İşte (dünyada) inkâr etmiş olduğunuz (azab) budur.”
Sonra da onlara; yalanlayıp durduğunuz işte budur, denilecektir.
Sonra denir ki: İşte buydu yalanladığınız.
Sonra onlara: "İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur" denilir.
Sonra onlara: "İşte sizin yalanladığınız (şey) budur" denir.
Sonra da: «Yalanlayip durdugunuz iste budur» denecektir.
Sonra da onlara: «İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir» denilecek.
Sonra onlara: "İşte sizin yalanladığınız (şey) budur" denir.
ve kendilerine, "Bu, işte sizin yalanlamaya düşkün olduğunuz (şey)dir!" denilecek.
Sonra da onlara denilecek ki: -Bu yalanlamış olduğunuz şeydir.
Sonra onlara: «İşte sizin yalanlamakta olduğunuz budur» denir.
Sonra da onlara 'İşte budur yalanladığınız şey!' denecektir.
Sonra da: "İşte yalanlamakta olduğunuz şey budur!" denilecektir.
Sonra da: "İşte budur, o yalanlamakta olduğunuz şey!" denilecektir.
'Yalanlamakta olduğunuz şey işte budur' denir.