عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
Alel erâiki yenzurûn(yenzurûne).
| alâ | : üzerinde |
| el erâiki | : tahtlar |
| yanzurûne | : bakarlar, seyrederler |
(süslü) tahtlar üzerinde (kendilerine verilen ni'metleri) temâşâ edeceklerdir.
(22-23) Şüphe yok ki sâlih zâtlar, nîmet içindedirler. Tâhtlar üzerine nazar ederler.
Erîkeler üzerinde nezaret ederler
Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler.
Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.
(22-23) İyiler, şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler.
Koltuklar üzerinde, (etrafı) seyrederler.
Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Tahtlar üzerinde (çevreyi) seyredeceklerdir.
Koltuklarına kurulup neşe ile etrafa bakınırlar.
Koltuklar üzerinde (neşe ile etrafı) seyrederler.
Tahtlar üzerinde temaşa ederler.
Tahtlar üstünde bakarlar.
Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmektedirler.
(22-23) Iyiler, suphesiz, nimet icinde ve tahtlar uzerinde etrafi seyrederler.
Tahtlar üzerinde kurulup etrafı seyrederler.
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmektedirler.
sedirler üzerinde (uzanarak) bakacaklar (Allah'a):
Tahtlar üzerinde, bakıyorlar.
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmektedirler.
Koltuklara kurulmuş, seyretmektedirler.
Divânlar üzerinde oturup bakarlar.
Koltuklar üzerinde seyre dalarlar.
Koltuklar üzerinde çevreyi seyrederler.