وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ
Ve mâ ursilû aleyhim hâfızîn(hâfızîne).
| ve mâ ursilû | : ve gönderilmediler |
| aleyhim | : onların üzerine |
| hâfızîne | : gözeticiler |
Halbuki onlar (mü'minlerin) üzerlerine gözcüler olarak gönderilmemişlerdi.
Halbuki bunlar, onların üzerlerine gözeticiler olarak gönderilmemişlerdi.
Halbuki üzerlerine gözcü gönderilmemişlerdi
Halbuki inananların üzerlerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
Oysa kendileri, inananlara gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
Hâlbuki onlar, mü’minlerin başına bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler.
Halbuki kendileri onlar üzerine gözcü gönderilmemişlerdi.
Hoş bunları müminlere gözcü tayin eden de yoktu ya! (Fuzulî bir tarzda, kendi kendilerinde öyle bir yetki görürlerdi).
Halbuki, üzerlerine gözcü gönderilmemişlerdi.
Halbuki onlar, bunların üzerine gözcüler olarak gönderilmemişlerdir.
Ve bunlar, inananların yaptıklarını görüp bellemek için gönderilmediler.
Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler.
Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
Oysa kendileri, inananlara gozcu olarak gonderilmemislerdi.
Oysa kendileri, onların üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
Oysa onlara, başkaları(nın inançları) üzerinde gözetleyicilik görevi verilmiş değildir.
Oysa onlara bekçi olarak da gönderilmemişlerdi.
Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
Oysa onlar mü'minlere gözcü olsun diye gönderilmemişlerdi.
Oysa kendileri, onların üzerine bekçi gönderilmemişlerdi.
Oysaki kendileri, inananlar üzerine bekçi gönderilmemişti.
Oysa onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.