وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Ve mâ yukezzıbu bihî illâ kullu mu’tedin esîm(esîmin).
| ve mâ yukezzibu | : ve yalanlamaz |
| bi-hî | : onu |
| illâ | : hariç |
| kullu | : hepsi |
| mu'tedin | : haddi aşan |
| esîmin | : asi günahkâr |
Halbuki onu haddi aşkın ve taşkın, günâha düşkün olan her kişiden başkası yalan saymaz.
Halbuki O'nu, haddi aşan, günahkâr olan her bir kimseden başkası tekzîp etmez.
Ki onu ancak her bir haddini aşgın, günaha düşgün, tekzîb eder
Onu ancak her bir haddini aşkın, günaha düşkün yalanlar.
Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar.
Oysa onu mütecaviz günahkardan başka kimse yalanlamaz.
Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkâr eder.
Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar.
Oysa onu ancak haddini aşan her günahkâr yalanlar.
Buna "yalan" diyenler, ancak zalimler, azgınlar, günaha dadananlardır.
Halbuki onu, ancak her azgın günahkar inkâr eder.
Halbuki onu, azgın günahkardan başka kimse yalanlamaz.
Ve o günü, yalnız haddini aşan ve boyuna suç işleyip duran kişiler yalanlarlar.
Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar.
Oysa onu, 'sınır tanımaz, saldırgan', günahkar olandan başkası yalanlamaz.
Oysa onu mutecaviz gunahkardan baska kimse yalanlamaz.
Oysa onu azgın, günahkardan başkası yalanlamaz.
Oysa onu, 'sınır tanımaz, saldırgan', günahkar olandan başkası yalanlamaz.
oysa, hak ve adalet sınırlarını ihlal edenler (ve) günaha batmış (olan)lar dışında kimse onu yalanlamaz:
Onu, her haddi aşan günahkardan başkası yalanlamaz.
Oysa onu, 'sınır tanımaz, saldırgan,' günahkâr olandan başkası yalanlamaz.
Onu sadece haddini aşan ve günaha dalan kimse yalanlar.
Onu, saldırgan, günâhkârdan başkası yalanlamaz.
Onu ancak her şımarıp azmış, günaha batmış olan yalanlar.
Onu ancak azgın günahkarlar yalanlar.