يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَ
Yeşheduhul mukarrebûn(mukarrebûne).
| yeşhedu-hu | : ona şahit olurlar |
| el mukarrebûne | : mukarrebin, yakın olan melekler |
ki huzuurunda mukarreb (olan melek) ler bulunur.
Onu mukarrep olanlar, müşahede eder görür.
Ki ona mukarrebîn şâhid olurlar
Yakın melekler ona şahit olurlar.
Allah'a yaklaştırılmış melekler ona tanık olurlar.
(20-21) O, gözde meleklerin gördüğü, yazılı bir kitapdır.
Ona, Allah’a yakın olanlar şâhit olur.
O kitabı, Allah'a yakın olanlar görür.
Allah'a çok yakın melekler ona şâhid olurlar.
Allah’a yakın olanlar ona şahit olurlar.
Ona (Mukarrebûn adlı) melekler şahid olur.
Gözde melekler onu görür.
Onu görür ancak mâbutlarına yaklaştırılanlar.
O kitabı, Allah'a yakın olanlar görür.
Ona yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar şahid olurlar.
(20-21) O, gozde meleklerin gordugu, yazili bir kitapdir.
Yakınlaştırılmış olanlar onu görürler.
Ona yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar şahid olurlar.
Allah'a yakınlaşmış herkes tarafından gözlenen.
Mukarrebun/yakınlaştırılmış olanların şahitlik ettiği..
Ona yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar şahid olurlar.
Ona, Allah katında yakınlık sahibi olanlar şahittir.
(Allah'a) Yaklaştırılmış olanlar, ona tanık olurlar.
Yaklaştırılmış olanlar tanıklık ederler ona.
(Tanrı'ya) yakın olanlar ona tanık olur.