عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
Alel erâiki yanzurûn(yanzurûne).
| alâ | : üzerinde |
| el erâiki | : tahtlar |
| yanzurûne | : bakıplar, seyrederler |
(süslü) tahtlar üzerinde (onlara) bakarak.
Tâhtlar üzerinde seyredeceklerdir.
Erîkeler üzerinde nazar edecekler
Koltuklar üzerinde bakacaklar (kendileriyle eğlenen kafirlerin cehenneme nasıl yaslandıklarını seyredecekler).
Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.
(35-36) Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.
Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler.
Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Kanepeler üzerinde (çevreyi) seyrederler.
(35-36) Koltuklarına kurulurlar. "Kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?" diye bakınırlar.
Koltuklar üzerinde bakarlarken...
Tahtlar üzerinde, bakarak,
Tahtlar üstünden bakarlar.
Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle.
(35-36) Tahtlar uzerinde, inkarcilarin yaptiklari seylerin karsiliginin nasil verildigini seyrederler. *
Tahtlar üzerinde kurulup bakarlar;
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle.
(çünkü, cennette) sedirlerin üstünde (uzanmış şekilde) bakınıp duracaklar ve (kendi kendilerine diyecekler):
Tahtlarına yaslanıp bakarlar.
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle.
Hem de koltuklara kurulmuş, onları seyrederken!
Divânlar üzerinde (oturup) bakarlar:
Koltuklar üzerinde seyrediyorlar.
Koltuklar üzerinde bakarlar: