فَمَا وَجَدْنَا فِيهَا غَيْرَ بَيْتٍ مِّنَ الْمُسْلِمِينَ
Fe mâ vecednâ fîhâ gayre beytin minel muslimîn(muslimîne).
| fe | : böylece, fakat |
| mâ vecednâ | : biz bulamadık |
| fî-hâ | : orada |
| gayre beytin | : bir evden başka |
| min el muslimîne | : müslümanlardan, müslüman olanlardan |
Fakat orada müslümanlardan bir ev (halkın) dan başkasını da bulmadık.
(36-37) Fakat orada müslümanlardan bir haneden başka bulmadık. Ve pek acıklı azabtan korkacaklar için orada bir alâmet bıraktık.
Fakat bir haneden başka orada Müsliman da bulmadık
Fakat Biz orada bir evden başka müslüman da bulamadık.
Fakat biz orada müslümanlardan bir ev halkından başka kimseyi de bulamadık.
Zaten orada, kendini Allah'a vermiş sadece bir tek ev halkı bulduk.
Zaten orada bir ev halkından başka müslüman bulamadık.
Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.
Zaten orada Allah'a teslimiyet gösterenlerden sadece bir ev (aile) bulduk.
Ama orada, bir hane dışında, Biz’e itaat eden aile bulamadık.
Fakat bir evden başka orada müslüman da bulmadık.
Zaten orada bir evden başka müslüman bulamadık.
Gerçekten de bir ev halkından başka Müslüman da bulamamıştık orada.
Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.
Ne var ki, orda müslümanlardan olan bir evden başkasını bulmadık.
Zaten orada, kendini Allah'a vermis sadece bir tek ev halki bulduk.
Zaten orada bir ev halkından başka müslüman da bulamadık.
Ne var ki, orda müslümanlardan olan bir evden başkasını bulmadık.
çünkü bir (tek) hane dışında orada Bize teslim olan hiç kimse görmedik.
Zaten orada, müslüman olan bir evden başkasını da bulamadık.
Ne var ki, orda müslümanlardan olan bir evden başkasını da bulmadık.
Gerçi orada Müslüman bir haneden fazlasını da bulmadık.
Zaten orada bir ev (halkın)dan başka müslüman da bulmadık.
Artık orada, bir ev dışında, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk.
Zaten orada bir evin dışında hiç bir müslüman bulmadık.