وَفِي السَّمَاء رِزْقُكُمْ وَمَا تُوعَدُونَ
Ve fîs semâi rızkukum ve mâ tûadûn(tûadûne).
| ve | : ve |
| fî es semâi | : semada, gökyüzünde vardır |
| rızku-kum | : sizin rızkınız |
| ve mâ tûadûne | : ve sizin vaadolunduğunuz şeyler |
Rızkınız ve size va'd olunagelen şeyleri gök (ler) dedir.
(22-23) Ve gökte de rızkınız ve vaadolunur olduğunuz şey (vardır). İşte o göğün ve yerin Rabbine kasem olsun ki o (size vaadedilen) herhalde sabittir, sizin söz söyler olmanız gibi (bir hakikattır).
Semada da rızkınız ve o va'dolunduğunuz
Gökte de rızkınız ve o va'dolunduğunuz (var).
Sizin rızkınız da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir.
Rızkınız da, size söz verilen azap da yukarıdan gelir.
Gökte rızkınız ve size vaad olunan şeyler vardır.
Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır.
Gökte hem rızkınız, hem size va'dedilen şey vardır.
(20-22) Kesin inanmak isteyenler için yeryüzünde birçok deliller vardır. Bizzat kendi varlıklarınızda da böyle deliller vardır. Hâlâ görmeyecek misiniz? Gökte de hem rızkınız (rızkınızın vesileleri), hem de size vâd olunan cennet vardır.
Semada ise, (yağmur) rızkınız ve va’d olunduğunuz cennet vardır.
Rızkınız da, size vaadolunan şeyler de semadadır.
Ve gökte de rızkınız ve size vaadedilen var.
Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır.
Gökte rızkınız vardır ve size va'dolunmakta olan da.
Rizkiniz da, size soz verilen azap da yukaridan gelir.
Rızkınız da, size va'dedilen azab da göktedir.
Gökte rızkınız vardır ve size vaadolunmakta olan da.
(Yeryüzündeki) azığınızın ve (ölümden sonraki hayatınız için) vaad edilen her şeyin (kaynağı) göktedir;
Gökte de sizin rızkınız ve size vaat edilen şeyler vardır.
Gökte rızkınız vardır ve size va'dolunmakta olan da.
Gökte ise hem sizin rızkınız, hem de size vaad olunan şey vardır.
Gökte rızkınız da var, uyarıldığınız (azâb)da var!
Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.
Gökte rızkınız ve size söz verilenler vardır.