مَا تَذَرُ مِن شَيْءٍ أَتَتْ عَلَيْهِ إِلَّا جَعَلَتْهُ كَالرَّمِيمِ Mâ tezeru min şey’in etet aleyhi illâ cealethu ker remîm(remîmi).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
zariyat suresi 42. Ayet
mâ tezeru : bırakmıyor min şey'in : bir şey etet : geldi aleyhi : onun üzerine illâ : den başka, ancak, mutlaka cealet-hu : onu kıldı, yaptı ke : gibi er remîmi : çürümüş, ufalanmış, kül gibi toz halinde Hasan Basri Çantay
(Öyle bir rüzgâr ki) her uğradığı şey'i (yerinde) bırakmıyor, mutlakaa onu kül gibi savuruyordu.
Ömer Nasuhi Bilmen
(41-42) Ve Âd (kavminin kıssasında da (ibret vardır). O vakit ki, onların üzerine faidesiz, muzır rüzgarı gönderdik. Üzerine her uğradığı şeyi bırakmıyordu, illâ ki, onu çürümüş bir kül gibi kılmış oluyordu.
Elmalılı Hamdi Yazır
Uğradığı bir şey'i bırakmıyor, mutlak onu çürütüp kül gibi ediyordu
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
(O rüzgar) uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi ediyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
O rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi dağıtıyordu.
Diyanet İşleri (eski)
(41-42) Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.
Diyanet İşleri
Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu.
Diyanet Vakfi
Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Celal Yıldırım
(Kasırga) nerenin üzerine uğradıysa mutlaka orayı kül haline çeviriyordu.
Suat Yıldırım
Bu rüzgâr, uğradığı her şeyi derhal kül gibi savuruyordu.
Ali Fikri Yavuz
Öyle bir rüzgâr ki, uğradığı bir şeyi bırakmıyor, mutlak onu kül gibi savuruyordu.
İbni Kesir
İsabet ettiği şeyi bırakmayıp toza çeviriyordu.
Abdulbaki Gölpınarlı
Nereden geçmiş, neye dokunmuşsa orasını ve o şeyi çürümüş kemiğe döndürmüştü.
Adem Uğur
Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Ali Bulaç
Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Bekir Sadak
(41-42) Ad milletinin basindan gecende de ibret vardir: Onlarin uzerine, ugradigi her seyi birakmayip toza ceviren kuru bir ruzgar gonderdik.
Fizilal-il Kuran
Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Gültekin Onan
Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Muhammed Esed
(bu kasırga) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmadı ve (her şeyi) çürümüş kemiklere benzetti.
Şaban Piriş
Dokunduğu her şeyi çürük kemik gibi yapmıştı.
Tefhim-ul Kuran
Üzerinden geçtiği her şeyi (olduğu gibi) bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Ümit Şimşek
Bir rüzgâr ki, dokunduğu herşeyi küle çeviriyordu.
Süleyman Ateş
Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, onu kül gibi ediyordu.
Yaşar Nuri Öztürk
Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu.
Edip Yüksel
Rastgeldiği her şeyi toz toprağa çeviriyordu.