وَاتْرُكْ الْبَحْرَ رَهْوًا إِنَّهُمْ جُندٌ مُّغْرَقُونَ
Vetrukil bahre rehvâ(rehven), innehum cundun mugrekûn(mugrekûne).
| ve etruki | : ve bırak |
| el bahre | : deniz |
| rehven | : durgun, açık |
| inne-hum | : muhakkak ki onlar |
| cundun | : ordu |
| mugrekûne | : boğulacak olanlar |
«Denizi (sen ve ashaabın selâmetle geçdikden sonra) durgun ve açık bırak. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muş bir ordudur».
Ve denizi hâli üzere bırak. Çünkü onlar boğulmuşlar olan bir ordudur.
Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip gark olunacaklar
Denizi açık bırak, Çünkü onlar ordu halinde gelip boğulacaklar.» buyurdu.
Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur.»
'Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur.'
“Denizi açık hâlde bırak.” Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
Denizi (geçtikten sonra) sakin ve (yol verir şekilde) açık bırak. Onlar elbette boğulacak bir ordudur.
(23-24) Yüce Allah buyurdu: "Mümin kullarımla geceleyin çıkıp git. Muhakkak ki sizi takip edeceklerdir. Denizi yarıp maiyetini geçirdikten sonra, onu olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur."
Denizi de (karşı yakaya geçtikten sonra, sana açılan yolu da kapamayıp) açık bırak; çünkü onlar (açık görecekleri bu yola girip) bir ordu halinde boğulmuş olacaklardır.”
Denizi sakin iken geride bırak. Doğrusu onlar, suda boğulacak bir ordudur.
Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.
Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
"Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur."
«enizi sakin iken geride birak, dogrusu onlar suda bogulacak bir ordudur.»
Denizi yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
"Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur."
ve denizi (seninle Firavun'un adamları arasında) öyle, olduğu gibi bırak, zaten onlar boğulmaya mahkum bir topluluktur!" dedi.
Denizi durgun olarak terket, şüphesiz onlar, suda boğulacak bir ordudur.
«Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü onlar, suda boğulacak bir ordudur.»
'Denizi sakin halde bırak. Onlar boğulmaya mahkûm bir ordudur.'
"Denizi (yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi) açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur."
"Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur."
'Denizi yarılmış olarak terket. Onlar boğulmaya mahkum bir ordudur.'