فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاء وَالْأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنظَرِينَ
Fe mâ beket aleyhimus semâu vel ardu ve mâ kânû munzarîn(munzarîne).
| fe | : artık, bundan sonra |
| mâ beket | : ağlamadı |
| aleyhim | : onlara |
| es semâu | : sema, gök |
| ve el ardu | : ve arz, yer |
| ve mâ kânû | : ve olmadılar |
| munzarîne | : mühlet verilenler |
Ne gök, ne yer onların üstüne ağlamadı. Onlara (aman ve) mühlet verilmedi.
Artık onların üzerine gök ve yer ağlamadı ve bir mühlet verilmişler de olmadılar.
Binnetice ne Gök ağladı üzerlerine ne Yer ne de imhal olundular
Sonuçta ne gök ağladı üzerlerine, ne yer; ne de kendilerine bir mühlet verildi.
Gök ve yer onların üzerine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.
Gök ve yer, onlar için gözyaşı dökmedi, onlar erteye bırakılmamışlardı.
Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
Üzerlerine ne gök ağladı, ne de yer... Onlara artık mühlet de ve rilmedi.
(28-29) İşte böyle oldu! Sonra bütün bunları, başka bir topluma miras bıraktık. Merhamete lâyık olma haklarını kaybettiklerinden, perişan hallerine gök de ağlamadı, yer de ağlamadı. Artık onlara yeni bir mühlet de verilmedi.
Nihayet (Firavun ve kavminin) üzerlerine ne gök ağladı, ne yer; ne de (azap bakımından) geciktirildiler.
Gök ve yer onların helakine ağlamadı. Ve onlar, mühlet verilenler de olmadı.
Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara.
Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar(ın azabı) ertelenmedi.
Gok ve yer, onlar icin gozyasi dokmedi, onlar erteye birakilmamislardi. *
Onlara gök ve yer ağlamadı ve kendilerine mühlet de verilmedi.
Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar(ın azabı) ertelenmedi.
onlara ne gök ne de yer ağladı ve ne de bir mühlet verildi.
Onlara ne gök ağladı, ne de yer! Hiç bekletilmediler.
Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar (azabı) ertelenenler de olmadı.
Gök ve yer onlara ağlamadı; kendilerine süre de tanınmadı.
Onlara gök ve yer ağlamadı. Ve kendilerine fırsat da verilmedi.
Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile!
Ne gök ve ne de yer onlara ağladı; ertelenmediler de.