بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ يَلْعَبُونَ
Bel hum fî şekkin yel’abûn(yel’abûne).
| bel | : hayır |
| hum | : onlar |
| fî şekkin | : şüphe içinde |
| yel'abûne | : oynuyorlar, oyalanıyorlar |
Hayır, onlar (tekrar dirilmekden) şübhe içindedirler. (Bununla} eğlenirler.
(9-10) Fakat onlar, şekk içinde oynarlar. Artık gözet bir günü ki, gök, bir apaçık duman ile gelecektir.
Fakat onlar şekk içinde oynuyorlar
Fakat onlar şüphe içinde oynuyorlar.
Fakat kâfirler bir şüphe içinde oynayıp eğleniyorlar.
Ama inkarcılar, dirilmekten şüphededirler, bunu eğlenceye alırlar.
Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
Fakat onlar (o inkarcı sapıklar) şüphe içinde (Kur'ân'ı) alaya alıp (Onunla) eğlenmekteler.
Fakat onlar şüphe içindedirler. Din gerçekleriyle alay edip eğlenirler.
Fakat onlar, bir şüphe içinde oynuyorlar, (yakînen Allah’a ve Peygambere inanmıyorlar, eğleniyorlar).
Hayır, onlar şüphe içinde oynayıp dururlar.
Hayır, onlar şüphe içindedir, alay edip dururlar.
Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
Hayır, onlar şüphe içindedirler; oynayıp oyalanıyorlar.
Ama inkarcilar, dirilmekten suphededirler, bunu eglenceye alirlar.
Fakat onlar şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
Hayır, onlar şüphe içindedirler; oynayıp yalanlıyorlar.
Evet, ama onlar, (bütün kalpleriyle inanıp bağlanmaktan uzak olanlar), yalnızca kendi şüpheleriyle oyalanıp duruyorlar.
Fakat, onlar şüphe içinde eğlenirler.
Hayır, onlar şüphe içindedirler; oynayıp oyalanıyorlar.
Fakat onlar şüphe içinde, eğleniyorlar.
Ama onlar, şüphe içinde oynuyorlar.
İş, onların sandığı gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktadırlar.
Doğrusu, onlar bir kuşku içinde oynamaktadırlar.