فَارْتَقِبْ إِنَّهُم مُّرْتَقِبُونَ
Fertekib innehum murtekıbûn(murtekibûne).
| fe | : artık, o zaman |
| irtekib | : gözle, bekle |
| inne-hum | : muhakkak ki onlar |
| murtekibûne | : gözleyenler, bekleyenler |
Artık (onların başına inecek azâbı) gözetle. Çünkü onlar (senin felâketini) bekleyicidirler.
Artık gözet, şüphe yok ki, onlar gözeticilerdir.
O halde gözet çünkü onlar gözetiyorlar
O halde gözet, çünkü onlar da gözetiyorlar.
Artık sen onların başlarına gelecekleri bekle! Çünkü onlar da bekleyip durmaktadırlar.
(58-59) Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlar da beklemektedirler.
Artık sen (onların başına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.
(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.
O halde bekle, onlar da bekliyorlar.
O halde neticeyi bekle! Zaten onlar da senin başına bir felaket gelmesini can atarak beklemektedirler.
Artık (onların helâkini) bekle; çünkü onlar (senin helâkini) bekliyorlar.
Öyleyse bekle, onlar da beklemektedirler.
Artık gözetle, bekle; şüphe yok ki onlar da gözetlemedeler, beklemedeler.
(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.
Öyleyse sen gözleyip bekle; elbette onlar da gözleyip bekliyorlar.
(58-59) Biz, ogut alirlar diye, Kuran'i senin dilinde indirerek kolayca anlasilmasini sagladik. Sen bekle, onlar da beklemektedirler. *
Öyleyse bekle, onlar da beklemektedirler.
Öyleyse sen gözleyip bekle; elbette onlar da gözleyip bekliyorlar.
Öyleyse (geleceğin ne getireceğini) bekle! Unutma, onlar da bekliyorlar.
O halde bekle zaten onlar da bekliyorlar.
Öyleyse sen gözleyip bekle; gerçekten onlar da gözleyip beklemekte olanlardır.
Artık neticeyi bekle; onlar da bekliyorlar.
Biraz bekle, onlar da beklemektedirler (yakında başlarına neler geleceğini göreceklerdir).
Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler.
Öyleyse bekle; onlar da beklemektedirler.