ثُمَّ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَقَالُوا مُعَلَّمٌ مَّجْنُونٌ
Summe tevellev anhu ve kâlû muallemun mecnûn(mecnûnun).
| summe | : sonra |
| tevellev | : yüz çevirdiler |
| an-hu | : ondan |
| ve kâlû | : ve dediler |
| muallemun | : ögretilmiş |
| mecnûnun | : mecnun, deli |
Yine ondan yüz çevirdiler. (Ona kimi) «bir öğretilmiş», (kimi) «bir mecnun» dediler.
(13-14) Onlar için öğüt almak nerede! Halbuki, muhakkak onlara apaçık bildiren bir peygamber geldi. Sonra ondan yüz çevirdiler ve «Öğretilmiş bir mecnûndur,» dediler.
Sonra ondan döndüler, öğretilmiş dediler, bir mecnun dediler
sonra ondan döndüler. «Bu öğretilmiş bir delidir.» dediler.
Sonra onlar, o peygamberden yüz çevirdiler ve: «Bu öğretilmiş bir delidir.» dediler.
(13-14) Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz çevirmişler, 'Belletilmiş bir deli' demişlerdi.
Sonra ondan yüz çevirdiler ve “Bu bir öğretilmiş, bu bir deli!” dediler.
Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, öğretilmiş bir deli! dediler.
(13-14) Onların düşünüp ibret alması nerede ? Gerçekten kendilerine (Hakk'ı) açıklayan bir peygamber geldiği halde onlar O'ndan yüzçevirdiler de «öğretilmiş bir deli» dediler.
(13-14) Onlar nerede, iman nerede! Onlar ibret alan, hisse kapan insanlar değil. Böyle olmadıkları için, gerçekleri apaçık anlatan Peygamber geldiği halde ona sırtlarını döndüler de: "Bu, başkaları tarafından bir şeyler belletilmiş delinin teki!" dediler.
Sonra ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: “- (Bu peygamberlik iddia eden) öğretilmiştir, mecnundur.”
Ondan yüz çevirmişler; belletilmiş delinin biri, demişlerdi
Sonra yüz çevirdiler ondan ve kendisine birşeyler öğretilmiş delinin biri dediler.
Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, öğretilmiş bir deli! dediler.
Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir."
(13-14) Nerde onlarda ogut almak? Kendilerine gercegi aciklayan bir peygamber gelmisti ve ondan yuz cevirmisler, «Belletilmis bir deli» demislerdi.
Ondan yüz çevirdiler «Bu, deli görünümünde eğitilmiş biridir» dediler.
Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu) Öğretilmiştir, bir delidir."
ama yüz çevirip uzaklaşmışlar ve "O (başkalarınca) öğretilmiş biridir, bir delidir!" demişlerdi.
Sonra ondan yüz çevirmişler ve: -Öğretilmiş bir mecnun/deli demişlerdi.
Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: «(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir.»
Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi.
Ondan yüz çevirdiler: "Bu, öğretilmiştir, cinlenmiştir" dediler.
Ama ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: "Eğitilmiş bir mecnun!"
Sonra ondan yüz çevirdiler ve, 'Öğrenim görmüş bir deli!' dediler.