إِنَّ هَؤُلَاء لَيَقُولُونَ
İnne hâulâi le yekûlûn(yekûlûne).
| inne | : muhakkak, gerçekten |
| hâulâi | : bunlar |
| le | : mutlaka, elbette |
| yekûlûne | : derler, diyecekler |
(34-35) Hakıykat, şunlar mutlakaa: «O (ölüm), derler, ilk ölümümüzden başka (bir şey) değildir. Biz yeniden diriltilib kaldırılacak değiliz».
Muhakkak ki, işte onlar elbette diyeceklerdir ki:
Fakat şu berikiler diyorlar ki:
Fakat şu (beriki) kafirler diyorlar ki:
Gerçekten şu kâfirler diyorlar ki:
(34-36) Doğrusu inkarcılar, 'Ölum bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru sözlü iseniz bize babalarımızı getirsenize' derler.
(34-35) Bunlar (müşrikler) diyorlar ki: “İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur. Biz diriltilecek değiliz.”
(34-36) Onlar (müşrikler) diyorlar ki: İlk ölümümüzden sonra bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz. Doğru söylüyorsanız, atalarımızı getirin.
(34-35) Şüphesiz bunlar (inkarcı sapıklar) diyorlar ki: Ancak bizim ilk ölümümüz var, ötesi yoktur ve biz yeniden dirilip kaldırılacak da değiliz.
(34-36) (Mekke müşrikleri ise), derler ki: "Biz bir kere öldük mü iş biter, artık dirilmemiz mümkün değil. Ama siz dirilme iddianızda tutarlı iseniz, daha önce gelip geçmiş atalarımızı diriltin de görelim!"
Fakat (Ey Rasûlüm, senin kavmin olan) şunlar diyorlar ki:
Bunlar gerçekten derler ki:
Gerçekten de şunlar elbette derler ki.
Onlar (müşrikler) diyorlar ki:
Muhakkak, bunlar da diyorlar ki:
(34-36) Dogrusu inkarcilar, «Olum bir defadir, tekrar diriltilmeyecegiz. Eger dogru sozlu iseniz bize babalarimizi getirsenize» derler.
Bu inkarcılar da diyorlar ki:
Muhakkak, bunlar da diyorlar ki:
(Şimdi) bakın, bu (insan)lar derler ki:
Bunlar ise diyorlar ki:
Herhalde bunlar da diyorlar ki:
Şimdi bunlar diyor ki:
Şunlar (Kureyş kâfirleri) de diyorlar ki:
Şimdi, şunlar tutmuş diyorlar ki:
Şunlar da diyorlar ki: