إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَاهَا
İnnemâ ente munziru men yahşâhâ.
| innemâ | : sadece |
| ente | : sen |
| munziru | : uyarıcı |
| men | : kimse |
| yahşâ-hâ | : ona huşû duyan, ondan korkan |
Sen ondan korkacak kimselere ancak o tehlikeyi haber verensin.
Şüphe yok ki sen, ancak ondan korkanlara bir korkutucusun.
Sen ancak bir münzirisin ondan haşyet duyacakların
Sen, ancak O'ndan korkacakların bir uyarıcısısın!
Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın.
Sen sadece kıyametten korkanı uyaransın.
Sen, ancak ondan korkanları uyarıcısın.
Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.
Sen ancak (Allah'tan) saygı ile korkup eğilenleri uyaransın.
Sana düşen sadece ondan korkanı uyarmaktır.
Sen, ancak kıyametten korkacakları sakındıran bir peygambersin.
Sen, ancak O'ndan korkanı uyaransın.
Sen ancak, korkanı korkutansın.
Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.
Sen, yalnızca ondan 'içi titreyerek korkanlar' için bir uyarıcısın.
Sen sadece kiyametten korkani uyaransin.
Sen ancak, ondan korkacak olanları uyarırsın.
Sen, yalnızca ondan 'içi titreyerek korkanlar' için bir uyarıcısın.
Sen ancak ondan korkanları uyar(mak için gönderil)mişsin.
Sen ancak ondan korkan kimseye bir uyarıcısın.
Sen, yalnızca ondan 'içi titreyerek korkmakta' olanlar için bir uyarıp korkutansın.
Sen ondan korkanlar için bir uyarıcısın.
Sen ancak, ondan korkacak olanları uyarıcısın.
Sen sadece, ondan korkanları uyaransın.
Senin görevin, sadece ondan korkanları uyarmaktır.