وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَى
Ve burrizetil cahîmu li men yerâ.
| ve burrizeti | : ve sergilenmiştir, bariz olmuştur, açıkça gösterilmiştir |
| el cahîmu | : alevli ateş, cehennem |
| li | : için, ... e |
| men | : kimse |
| yerâ | : görecek |
o alevli ateş (cehennem), görecek (her) kimseye apaçık gösterildiği (zaman).
Cehennemde her gören kimseye açıklanmış bulunur.
Ve Cahîm hortlatıldığı vakıt, görür kimseler için
gören kimseler için cehennem hortlatıldığı zaman,
Gören kimseler için cehennem hortlatıldığı vakit,
Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir.
Cehennem, görenler için apaçık bir şekilde gösterilir.
(34-36) Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, insan dünyada iken ne için çalıştığını hatırlar. Cehennem de gören her kişiye açıklığı ile gösterilir.
Cehennem de ortaya çıkıp görebilene görünür.
Cehennem her görene, apaçık görünür.
Bir de cehennem, her (gözü olub) görene açılmıştır, (o gün, onu herkes görecektir).
Cehennem, bakan herkese apaçık gösterilir.
Ve cehennem, belirtilir görene.
Ve görene cehennem açık bir şekilde gösterilmiştir.
Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir.
Cehennem her bakanin gorecegi sekilde gosterilir.
Gören kimseler için cehennem ortaya çıkarılmıştır.
Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir.
ve (cehennemin) yakıcı ateşi, onu gör(meye mahkum edil)en herkesin karşısına getirilecektir.
Gören kimselere cehennem gösterilir.
Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir.
Gören herkese Cehennem açıkça gösterilir.
Gören kimseler için cehennem ortaya çıkarılmıştır.
Gören kişi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır.
Cehennem göz önüne çıkarılacaktır.