مَا سَمِعْنَا بِهَذَا فِي الْمِلَّةِ الْآخِرَةِ إِنْ هَذَا إِلَّا اخْتِلَاقٌ
Mâ semi’nâ bi hâzâ fîl milletil âhıreh(âhıreti), in hâzâ illâhtilâk(illâhtilâkun).
| mâ semi'nâ | : biz işitmedik |
| bi hâzâ | : bunu |
| fî | : de, içinde |
| el milleti | : millet, toplum, dîn |
| el âhireti | : ahir, diğer |
| in hâzâ | : bu sadece |
| illâ | : ancak, sadece |
| ihtilâkun | : yalan, iftira, uydurma |
«Biz bunu diğer dînde işitmedik. Bu, uydurmadan başkası değildir».
«Biz bunu son millette işitmedik. Bu bir uydurmadan başka değil.»
Biz bunu diğer millette işitmedik, bu bir uydurmadır mutlak
Biz bunu diğer dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır.
«Biz bunu başka bir dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır.»
(6-8) Onlardan ileri gelenler: 'Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Başka dinde de bunu işitmedik; bu ancak bir uydurmadır. Kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi?' dediler. Hayır, bunlar Kuran'ımızdan şüphededirler. Hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır.
(6-8) İçlerinden ileri gelenler, “Gidin, ilâhlarınıza tapmaya devam edin. İşte bu istenen şeydir. Biz bunu son dinde (en son dinî inanışlarda) duymadık. Bu ancak bir uydurmadır. O zikir (Kur’an) içimizden ona mı indirildi?” diyerek kalkıp gittiler. Hayır, onlar benim Zikrimden (Kur’an’dan) şüphe içindedirler. Hayır, henüz azabımı tatmadılar.
(6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur'an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar.
Diğer sonraki dinde de (Hıristiyanlıkta) hiç böyle bir şey duymadık; bu bir uydurmadan başkası değildir.
"Doğrusu biz bu tevhid inancını son dinde de görmedik. Bu sırf bir uydurma!"
“Biz bunun söylediğini diğer dinlerde işitmedik; mutlak bir uydurmadır,
Biz, bunu diğer dinde de işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.
Biz bunu son dinlerin hiçbirinde duymadık, bu, ancak bir yalan.
Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.
"Biz bunu, diğer dinde işitmedik, bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir."
(6-8) Onlardan ileri gelenler: «Yuruyun, tanrilariniza baglilikta direnin, sizden istenen suphesiz budur. Son dinde de bunu isitmedik; bu ancak bir uyarmadir. Kuran, aramizda ona mi indirilmeliydi?» dediler. Hayir, bunlar Kuran'imizdan suphededirler. Hayir, azabimizi henuz tatmamislardi.
Biz bunun söylediğini babalarımızın bağlı olduğu son dinde de işitmedik. Bu uydurmadan başka bir şey değildir.
"Biz bunu, diğer dinde işitmedik; bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir."
Biz, yeni itikatların hiç birinde böyle (bir iddia) duymadık! Bu, (fani bir insanın) uydurmasından başka bir şey değildir!
Bunu diğer dinlerde de işitmedik, bu sadece bir uydurmadır!
«Biz bunu diğer dinde işitmedik, bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir.»
'Böyle birşeyi en son dinde bile işitmedik. Bu uydurmadan başka birşey değil!
"Biz bu(nun söylediği)ni (babalarımızın bağlı olduğu) öteki dinde işitmedik. Bu uydurmadan başka bir şey değildir.!"
"Öteki millette işitmedik böyle bir şey. Bu bir uydurmadan başka şey değildir."
'Son dinde böylesini işitmedik. Bu bir uydurmadır.'