إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِشْرَاقِ İnnâ sahharnel cibâle meahu yusebbıhne bil aşiyyi vel işrâk(işrâkı).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
sad suresi 18. Ayet
innâ : muhakkak biz sahharnâ : biz musahhar kıldık, emre amade kıldık el cibâle : dağlar mea-hu : onunla beraber yusebbıhne : tesbih ediyorlar bi el aşiyyi : akşamları ve el işrâkı : ve işrak vakti, güneşin ışımaya başladığı zaman Hasan Basri Çantay
Gerçek biz dağları (kendisine) müsahhar kıldık ki bunlar akşamlayın ve kuşluk vakti onunla birlikde durmayıb tesbîh ederlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen
Muhakkak ki, dağları musahhar kıldık, O'nunla beraber akşamleyin ve kuşluk vakti tesbih ederlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır
Çünkü biz onun maıyyetinde dağları müsahhar kılmıştık: tesbih ederlerdi akşamleyin ve işrak vaktı
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Diyanet İşleri (eski)
(18-19) Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.
Diyanet İşleri
(18-19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi.
Diyanet Vakfi
(18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir.
Celal Yıldırım
Kuşları da toplu halde Ona emrine verdik; akşam sabah onunla beraber tesbîh ederlerdi.
Suat Yıldırım
(18-19) Biz sabah akşam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri için dağları, toplu haldeki kuşları onun hizmetine vermiştik. Her biri onun âhengine katılır, beraber zikrederlerdi.
Ali Fikri Yavuz
Gerçekten biz, dağları onun emrine bağlı kıldık da, akşamleyin ve kuşluk vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
İbni Kesir
Biz, gerçekten dağları onun buyruğuna vermiştik. Sabah ve akşam tesbih ederlerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı
Şüphe yok ki biz, dağları râm etmiştik ona, akşam ve kuşluk çağlarında onunla berâber Rabbi tenzîh ederlerdi.
Adem Uğur
Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.
Ali Bulaç
Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Bekir Sadak
(18-19) Dogrusu Biz, aksam sabah onunla beraber tesbih eden daglari, kuslari da toplu halde onun buyrugu altina vermistik. Herbiri ona yonelmekteydi.
Fizilal-il Kuran
Biz dağları onun emrine verdik. Sabah akşam onunla beraber tesbih ederler.
Gültekin Onan
Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Tanrı'yı) tesbih ederlerdi.
Muhammed Esed
(ve bunun için,) her sabah ve her akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken dağları o'na eşlik ettirirdik,
Şaban Piriş
Biz, dağları ona boyun eğdirmiştik. Akşam sabah onunla tesbih ederlerdi.
Tefhim-ul Kuran
Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah onlar kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Ümit Şimşek
Dağları Biz onun emrine verdik ki, akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Süleyman Ateş
Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.
Yaşar Nuri Öztürk
Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi.
Edip Yüksel
Dağları onun emrine vermiştik; onunla birlikte akşamleyin ve tan doğumu (Tanrı'yı) yüceltirlerdi.