إِنَّ هَذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُ مِن نَّفَادٍ
İnne hâzâ le rızkunâ mâ lehu min nefâd(nefâdin).
| inne | : şüphesiz, muhakkak |
| hâzâ | : bu |
| le | : gerçekten |
| rızku-nâ | : bizim rızkımız |
| mâ lehu | : onun yoktur |
| min | : den |
| nefâdin | : bitmek, tükenmek |
Şübhe yok ki bü, bizim bitib tükenmeyecek rızkımızdır.
(53-55) İşte hesap günü için vaad olunmuş olduğunuz şeyler bunlardır (denilecektir). Şüphe yok ki bu, elbette Bizim rızkımızdır. Bunun için bir tükenmek yoktur. Bu, böyle ve şüphe yok ki, azgınlar için de elbette dönüp gidilecek bir yaramaz yer vardır.
İşte ki bu bizim rızkımız, muhakkak ki ona hiç tükenmek yok
İşte bu bizim hiç tükenmeyecek rızkımızdır.
İşte bu, bizim rızkımız; muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur.
Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir.
İşte bu bizim verdiğimiz rızıktır. Ona asla tükenme yoktur.
Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Ona bitmek ve tükenmek yoktur.
Şüphesiz bu, bizim (hazırladığımız) rızıktır ki hiç de bitip tükenmek yok.
Gerçekten bu, Bizim ihsan ettiğimiz bir nasiptir ki onun asla biteceği yoktur.
Bu, (cennette müminlere verdiğimiz nimet) bitmez tükenmez rızkımızdır.
Doğrusu bu, Bizim rızkımızdır, onun için bitip tükenme yoktur.
Şüphe yok ki bu, elbette bizim rızkımız, hem de öylesine ki bitip tükenmesi yok.
Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Ona bitmek ve tükenmek yoktur.
Şüphesiz bu, Bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok.
Dogrusu, verdigimiz bu riziklar tukenecek degildir.
Doğrusu, verdiğimiz rızıklar tükenmez.
Şüphesiz bu, bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok.
Bu, (size) vereceğimiz tükenmeyen nimetimizdir!
İşte bu hiç tükenmeyecek rızıklarımızdır.
Hiç şüphesiz bu, bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok.
Bu Bizim hazırladığımız rızıktır ki, bitmek tükenmek bilmez.
Doğrusu bizim bu rızkımızın bitip tükenmesi yoktur!
İşte bu, bizim verdiğimiz rızıktır elbette. Bitip tükenmesi yoktur onun.
Bizim bu rızkımız tükenmez.