إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيدًا
İnnehum yerevnehu baîdâ(baîden).
| inne-hum | : muhakkak ki onlar |
| yerevne-hu | : onu görüyorlar |
| baîden | : uzak olarak |
Filhakıyka onlar bunu (imkândan) uzak görürler,
(5-6) Artık güzelce bir sabr ile sabret. Şüphe yok ki, onlar onu uzak görürler.
Çünkü onlar onu uzak görürler
Çünkü onlar, onu uzak görürler.
Çünkü onlar onu uzak görürler.
Doğrusu inkarcılar azabı uzak görüyorlar.
Şüphesiz onlar o azabı uzak görüyorlar.
Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar.
Şüphesiz o kâfirler azabı uzak görürler.
(6-7) Onlar, o günü çok uzakta zannediyorlar, ama Biz yakın olduğunu biliyoruz.
Doğrusu onlar, onu uzak (imkânsız) görüyorlar.
Doğrusu onlar; bunu uzak görüyorlar.
Şüphe yok ki onlar uzak görürler onu.
Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar.
Çünkü, gerçekten onlar, bunu uzak görüyorlar.
Dogrusu inkarcilar azabi uzak goruyorlar.
Onlar onu uzak görüyorlar.
Çünkü, gerçekten onlar, bunu uzak görüyorlar.
Bak, insanlar o (hesaba) uzak bir şey olarak bakıyorlar,
Onlar bunu uzak görüyorlar.
Çünkü gerçekten onlar, bunu uzak görmektedirler.
Onlar o günü uzak görüyorlar.
Onlar onu uzak görüyor(lar).
Onlar onu çok uzak görüyorlar.
Onlar onu uzak görüyorlar.