إِنَّ الْإِنسَانَ خُلِقَ هَلُوعًا
İnnel insâne hulika helûâ(helûan).
| inne | : muhakkak |
| el insâne | : insan |
| hulika | : yaratıldı |
| helûan | : hırslı, sabırsız ve tamahkâr |
Hakıykat insan, hırsına düşkün (ve sabrı kıt) yaratılmışdır.
(19-20) Şüphe yok ki insan haris olarak yaradılmıştır. Ona şer dokunduğu zaman çok feryat edicidir.
Hâkikat o insan helu' yaradılmıştır
Gerçekten insan hırslı ve huysuz yaratılmıştır.
Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.
İnsan gerçekten pek huysuz yaratılmıştır:
Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır.
Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır.
Şüphesiz ki insan, hırslı açgözlü yaratılmıştır.
Gerçekten insan cimri olarak yaratılmıştır.
Gerçekten insan harîs ve cimri yaratılmıştır.
Gerçekten insan; hırsına düşkün yaratılmıştır.
Şüphe yok ki insan haris yaratılmıştır.
Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır.
Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı.
Insan gercekten pek huysuz yaratilmistir:
Doğrusu insan hırslı ve huysuz yaratılmıştır.
Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı.
Gerçek şu ki, insan tatminsiz bir tabiata sahiptir.
İnsan aç gözlü yaratılmıştır.
Gerçek şu ki, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı.
İnsan hırslı ve tez canlı yaratılmıştır.
Doğrusu insan hırslı (ve huysuz) yaratılmıştır.
İşin gereği şu ki insan; aceleci, hırslı, sabırsız, tahammülsüz yaratılmıştır.
Doğrusu insan endişeli bir karaktere sahiptir.