تَدْعُو مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّى
Ted’û men edbera ve tevellâ.
| ted'û | : çağırır |
| men edbera | : arkasını dönen kimse |
| ve tevellâ | : ve yüz çeviren |
(Gel gel diye) çağırır: (îmandan, hakdan) yüz dönen, (tâatden) arka çeviren kişiyi,
(17-18) Çağırır, arkasını dönüp yüz çevireni. Ve (malı) toplayıp da, bir kap içinde saklayanı.
Çağırır arkasını dönüp tersine gideni
Çağırır arkasını dönüp tersine gideni.
Çağırır, sırtını dönüp gideni,
(15-18) Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.
(17-18) O, (hakka) arka döneni ve (imandan) yüz çevireni; servet toplayıp yığanı kendine çağırır.
(17-18) Yüz çevirip geri dönen, (servet) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağırır.
(17-18) Arkasını döneni, yüzçevirip gideni, mal toplayıp yığanı davet eder.
(17-18) İmana sırtını dönüp haktan yüz çevireni, bir de servet toplayıp yığan ve hayırda harcamayanı o ateş kendine çağırır.
Çağırır o ateş, imandan yüz çevirip de (Hakka) arka döneni,
Yüz çevirip arkasına döneni çağırır.
Çağırır dönüp gideni.
Yüz çevirip geri döneni, (kendine) çağırır!
Yüz çevirip arkasını döneni çağırır durur.
(15-18) Hayir, olmaz... Orada sirtini cevirip yuzgeri edeni, malini toplayip kimseye hakkini vermeden saklayani cagiran, deriyi soyup kavuran, alevli ates vardir.
Kendine çağırır; sırtını dönüp gideni.
Yüz çevirip arkasını döneni çağırır durur.
O, (iyiye ve doğruya) sırtını dönenleri ve (hakikatten) uzaklaşanları kendine çeker,
Çağırır arkasını dönüp, yüz çevireni.
Yüz çevirip arkasını döneni çağırır durur.
Arkasını döneni, hakka yüz çevireni de kendisine çağırır,
(Kendine) Çağırır; sırtını dönüp gideni,
Çağırır, sırtını dönüp uzaklaşanı,
Çağırır, sırtını dönüp gideni,