كَلَّا إِنَّهَا لَظَى
Kellâ, innehâ lezâ.
| kellâ | : hayır asla |
| inne-hâ | : muhakkak ki o |
| lezâ | : alev alev yanan ateş (cehennem) |
Fakat ne mümkin! Çünkü o (ateş) (kâfirler için hazırlanmış) haalis alevdir,
(15-16) Hayır. Asla. Şüphe yok ki o bir mühim ateştir. Nâsın derisi için bir soyup dağıtıcıdır.
Hayır, çünkü o salgın bir lezâ,
Hayır, çünkü o salgın alevli bir ateştir.
Hayır, o alevlenen bir ateştir.
(15-18) Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.
(15-16) Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz cehennem, derileri kavurup çıkaran alevli ateştir.
Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.
Hayır (bu mümkün değil), doğrusu Cehennem alev alev köpürüp duran yerdir..
Lâkin ne mümkün! O cehennem alev alev yanan bir ateştir.
Hayır (Allah onu azabdan kurtarmaz). Çünkü, o cehennem alevli bir ateştir.
Fakat ne mümkün, çünkü o; halis alevdir.
Fakat imkânı yok; şüphe yok ki cehennem alev alev yanmadadır.
Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.
Hayır; (hiçbiri kabul edilmez). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir:
(15-18) Hayir, olmaz... Orada sirtini cevirip yuzgeri edeni, malini toplayip kimseye hakkini vermeden saklayani cagiran, deriyi soyup kavuran, alevli ates vardir.
Hayır! O alevden bir ateştir.
Hayır; (hiçbiri kabul edilmez). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir.
Ama hayır! (Onu bekleyen) tek şey alev saçan bir ateştir,
Asla, şüphesiz O, alev almıştır.
Hayır; (böyle fidyeler kabul edilmez.) Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir:
Heyhat! O alev alev yanan ateştir.
Hayır! O (ateş), alevlenen bir ateştir.
Hayır, hayır! O, alevlenen bir ateştir.
Hayır, o alevli ateştir.