كَلَّا إِنَّا خَلَقْنَاهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
Kellâ, innâ halaknâhum mimmâ ya’lemûn(ya’lemûne).
| kellâ | : hayır asla |
| innâ | : muhakkak ki biz |
| halaknâ-hum | : onları yarattık |
| mimmâ (min mâ) | : şeyden |
| ya'lemûne | : biliyorlar |
Hayır (ne gezer)! Hakıykat biz onları (da) o bilib durdukları şeyden yaratdık.
Hayır, asla. Şüphe yok ki Biz onları bilir oldukları şeyden yarattık.
Yağma yok, biz onları o bildikleri nesneden yarattık
Yağma yok, Biz onları o bildikleri şeyden yarattık.
Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Hayır; doğrusu onları kendilerinin de bildikleri şeyden yaratmışızdır.
Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık.
Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler).
Hayır, elbette biz, onları bildikleri şeyden yarattık..
(Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık.
Hayır, öyle şey yok. Biz; onları bildikleri şeyden (nutfeden) yarattık; (insanın aslı olan bu maddenin, iman olmaksızın ne değeri olabilir? Bununla yoğrulup da iman nuru ile aydınlığa çıkmıyan kimse, cennete girmeyi nasıl isteyebilir?)
Hayır. Doğrusu Biz; onları, bilip durdukları şeyden yarattık.
Fakat imkânı yok; şüphe yok ki biz, onları, onların da bildikleri şeyden yarattık.
Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler).
Hayır; doğrusu Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Hayir; dogrusu onlari kendilerinin de bildikleri seyden yaratmisizdir.
Hayır! Öyle şey yok. Aldatıcı akıbetten kurtulamazlar onlar. Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Hayır; doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Asla! Çünkü, Biz onları (çok iyi) bildikleri bir şeyden yarattık!
-Asla! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Hayır, doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Asla! Biz onları da o bildikleri şeyden yarattık.
Hayır! Öyle şey yok! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki biz onları, bildikleri şeyden yarattık.
Asla; biz onları yarattık, bildikleri şeyden...