الَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ
Ellezîne hum alâ salâtihim dâimûn(dâimûne).
| ellezîne hum | : onlar olanlardır |
| alâ | : ...a |
| salâti-him | : onların namazları, namazları |
| dâimûne | : devam edenler |
(22-23) (Fakat şunlar) öyle değil: Namaz kılanlar ki onlar namazlarına devam edenlerdir.
(23-24) Onlar ki namazları üzerine devam ederler. Ve onlar ki, mallarında bir malum hak vardır.
Onlar ki namazlarına müdavimdirler
Onlar ki, namazlarına devam ederler.
Onlar ki namazlarını sürekli kılarlar.
(22-27) Ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, Rablerinin azabından korkanlar böyle değildir.
Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir.
(22-23) Ancak şunlar öyle değildir: Namaz kılanlar, ki onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler;)
(22-23) Ancak şunlar müstesna : Namaz kılanlar ve namazlarına devam edenler.
(22-23) Ancak namazlarını devamlı kılanlar böyle değildir.
Namaz kılan o kimseler ki, onlar namazlarına devamlıdırlar,
Onlar ki; namazlarında daimdirler.
Öylesine kılanlar ki namazlarını dâimâ kılarlar.
Ki, onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler;).
Ki onlar, namazlarında süreklidirler.
(22-27) Ancak namaz kilip namazlarinda yoksul ve yoksuna belirli bir hak taniyanlar, ceza gununu dogrulayanlar, Rablerinin azabindan korkanlar boyle degildir.
Onlar ki: Namazlarını sürekli kılarlar aksatmazlar.
Ki onlar, namazlarında süreklidirler.
(ve) namazlarında devamlı ve kararlı olanlar;
Onlar, namazlarında/salatlarında daimidirler.
Ki onlar, namazlarında süreklidirler.
Onlar namazlarında devamlı olanlardır.
Onlar ki: Namazlarını sürekli kılarlar (aksatmazlar).
Bunlar, namazlarında süreklidirler.
Onlar ki namazlarını kaçırmazlar;