kalem suresi 23. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52


فَانطَلَقُوا وَهُمْ يَتَخَافَتُونَ

Fentalekû ve hum yetehâfetûn(yetehâfetûne).


fe: bundan sonra
intalekû: ayrıldılar
ve: ve
hum: onlar
yetehâfetûne: gizli gizli konuşuyorlar


Hasan Basri Çantay
Derken onlar aralarında fısıldaşarak gitdiler:

Ömer Nasuhi Bilmen
(22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler.

Elmalılı Hamdi Yazır
Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı:

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı (fısıldaşıyorlardı):

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.

Diyanet İşleri (eski)
(23-24) 'Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın' diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.

Diyanet İşleri
(23-24) Bunun üzerine, “Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın” diye fısıldaşarak yola koyuldular.

Diyanet Vakfi
(23-24) Derken: Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın! diye fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular.

Celal Yıldırım
(23-24) Derken hemen yola koyuldular ve şöyle fısıldaştılar: «Sakın bugün ürünlerimizin orada aramıza bir yoksul sokulmasın.»

Suat Yıldırım
(23-24) Hemen yola koyuldular. Bir taraftan da aralarında şöyle fiskos ediyorlardı: "Sakın, bugün yanımıza fakir fukara gelmesin, onların bahçeye girmelerine hiç imkân vermeyin!"

Ali Fikri Yavuz
Hemen fırladılar; aralarında şöyle fısıldaşıyorlardı:

İbni Kesir
Ve gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.

Abdulbaki Gölpınarlı
Derken yola düştüler ve birbirlerine de gizlice diyorlardı ki.

Adem Uğur
Derken yürüyorlardı; fısıldaşıyorlardı.

Ali Bulaç
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:

Bekir Sadak
(23-24) «ugun orada, hicbir duskun kimse yanimiza sokulmasin» diye gizli gizli konusarak yuruyorlardi.

Fizilal-il Kuran
Derken yürüdüler ve şöyle fısıldaşıyorlardı:

Gültekin Onan
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:

Muhammed Esed
Derken yola koyuldular, giderken fısıldaşıyorlardı:

Şaban Piriş
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.

Tefhim-ul Kuran
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:

Ümit Şimşek
Giderken fısıldaşıyorlardı:

Süleyman Ateş
Derken yürüdüler; fısıldaşıyorlardı:

Yaşar Nuri Öztürk
Yola koyuldular. Aralarında fısıldaşıyorlardı:

Edip Yüksel
Derken yola çıktılar, aralarında konuşuyorlardı.