kalem suresi 14. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52


أَن كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنِينَ

En kâne zâ mâlin ve benîn(benîne).


en kâne: olması
: sahip olma
mâlin: mal, mallar
ve benîne: ve oğullar


Hasan Basri Çantay
(Öylesini tanıma) mal ve oğullar saahibi olmuş diye.

Ömer Nasuhi Bilmen
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Mal sahibi olmuş ve oğulları var diye

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
mal ve oğulları var diye.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Mal ve oğulları var diye (böyle davranır).

Diyanet İşleri (eski)
(10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.

Diyanet İşleri
(10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

Diyanet Vakfi
(10-14) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

Celal Yıldırım
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme.

Suat Yıldırım
(10-16) Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda "Bu eski insanların masalları!" diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız.

Ali Fikri Yavuz
Mal sahibidir ve oğulları vardır diye, (bunlara itaat etme).

İbni Kesir
Mal ve oğullar sahibi olmuş diye.

Abdulbaki Gölpınarlı
Mal mülk ve evlât sâhibi bile olsa.

Adem Uğur
Mal ve oğullar sahibi olmuş diye (böyle yolunu şaşırmış)

Ali Bulaç
Mal (servet) ve çocuklar sahibi oldu diye,

Bekir Sadak
(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak zorbaya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin.

Fizilal-il Kuran
Mal ve oğullar sahibi olmuş diye (yolunu şaşırmış)

Gültekin Onan
Mal (servet) ve çocuklar sahibi oldu diye,

Muhammed Esed
Onun mal mülk ve çocuk sahibi olmasından mıdır

Şaban Piriş
Mal ve oğul sahibi olması sebebiyle.

Tefhim-ul Kuran
Mal (servet) ve çocuklar sahibi oldu diye,

Ümit Şimşek
Malları, oğulları var diye onlara uyma.

Süleyman Ateş
Mal ve oğullar sâhibi olmuş diye (yolunu şaşırmış).

Yaşar Nuri Öztürk
Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş?

Edip Yüksel
Mal ve çocuk sahibidir diye (onlara uyma).