فِيهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌ
Fîhinne hayrâtun hisân(hisânun).
| fî hinne | : onlarda vardır |
| hayrâtun | : hayırlı olanlar, şükür ve hamde vesile olanlar |
| hisânun | : güzel olanlar, güzeller, güzel kadınlar |
İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.
O cennetlerde hayırlı huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.
İçlerinde dilber, hayırlı hûbân
İçlerinde dilberler, güzel kadınlar vardır;
İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.
Oralarda iyi huylu güzel kadınlar vardır.
Onlarda huyları güzel, yüzleri güzel dilberler vardır.
İçlerinde huyu güzel yüzü güzel kadınlar vardır.
Cennetlerde huyları güzel, yüzleri güzel hayırlı kadınlar vardır.
Onların da içinde iyi huylu, güzel hanımlar.
Cennetlerin hepsinde huyları iyi olan güzel yüzlü hanımlar...
Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır.
O cennetlerde güzel huylu güzeller var.
İçlerinde huyu güzel yüzü güzel kadınlar vardır.
Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır.
Oralarda iyi huylu guzel kadinlar vardir.
O konutlarda iyi huylu, güzel kadınlar vardır.
Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır.
Ve bu (bahçeler)de (her)şeyin en muhteşemi ve en güzeli bulunacak.
Orada huyları güzel, güzeller vardır.
Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır.
Onlarda iyi huylu güzeller vardır.
Onlarda da iyi huylu, güzel kadınlar var.
İçlerinde iyi mi iyi, güzel mi güzel hanımlar var.
Her ikisinde de iyilikler, güzellikler vardır.