zuhruf suresi 83. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89


فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ

Fe zerhum yahûdû ve yel’abû hattâ yulâkû yevme humullezî yû’adûn(yû’adûne).


fe: artık
zer-hum: onları bırak
yahûdû: (boş şeylere) dalsınlar
ve yel'abû: ve oynasınlar, oyalansınlar
hattâ: oluncaya kadar
yulâkû: mülâki olurlar, karşılaşırlar, kavuşurlar
yevme: gün
hum: onlar
ellezî: ki o
yûadûne: vaadolunurlar


Hasan Basri Çantay
(Şimdilik) sen bırak onları, (baatılın içine) dalsınlar, (dünyâlarında) oynaya dursunlar. Nihayet (azâb ile) tehdîd edilmekde oldukları günlerine kavuşdurulacaklardır.

Ömer Nasuhi Bilmen
Artık onları bırak, (beyhûde işlere) dalsınlar ve oyalanadursunlar. O vaadolundukları günlerine mülâki olacaklarına değin.

Elmalılı Hamdi Yazır
Şimdi bırak onları dalsınlar, oynıya dursunlar tâ va'dolundukları günlerine çatasıya kadar

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Şimdi bırak onları dalsınlar, oynaya dursunlar, va'dolunduklan günleri (gelip) çatasıya kadar!

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Şimdi sen bırak onları, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya kadar batıla dalsınlar oynasınlar.

Diyanet İşleri (eski)
Bırak onları, kendilerine söz verilen güne kavuşana kadar, dalsınlar, oynasınlar.

Diyanet İşleri
Bırak onları, tehdit edildikleri güne kavuşana kadar, (batıl inançlarına) dalsınlar ve (dünya hayatlarında) oynayadursunlar.

Diyanet Vakfi
Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.

Celal Yıldırım
Bırak onları, (tehdîd anlamında) va'd olundukları günlerine kavuşuncaya kadar (inkâr ve azgınlıklarına) dalıp oynasınlar.

Suat Yıldırım
Kendilerine bildirilen o hesap gününe kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak, batıllarına dalsınlar, varsın oyalansınlar.

Ali Fikri Yavuz
Şimdi bırak onları (bâtıl inançlarına) dalsınlar, oynaya dursunlar; tâ vaad edildikleri (kıyamet) günlerine kavuşuncaya kadar...

İbni Kesir
Bırak onları, kendilerine vaadedilen güne ulaşıncaya kadar dalsınlar, oyalanıp dursunlar.

Abdulbaki Gölpınarlı
Bırak onları, vaadedilen güne ulaşıncaya dek didinip oynasınlar.

Adem Uğur
Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.

Ali Bulaç
Artık onları bırak; onlara vadedilen günlerine kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Bekir Sadak
Birak onlari, kendilerine soz verilen gune kavusana kadar, dalsinlar, oynasinlar.

Fizilal-il Kuran
Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oyalansınlar!

Gültekin Onan
Artık onları bırak; onlara vadedilen günlerine kadar dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Muhammed Esed
Onları bırak da vaad edilen (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar beyhude konuşmalarla oyalansınlar ve (kelimelerle) oynayıp dursunlar!

Şaban Piriş
Bırak onları, kendilerine vaat edilen güne kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Tefhim-ul Kuran
Artık sen onları bırak; onlar vadedilen kendi günlerine kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Ümit Şimşek
Bırak onları, dalsınlar, eğlensinler, vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar.

Süleyman Ateş
Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar.

Yaşar Nuri Öztürk
Bırak onları, kendilerine vaat edilen günlerine kavuşuncaya değin dalıp gitsinler; oynayıp oyalansınlar!

Edip Yüksel
Bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynasınlar.