وَخَلَقْنَا لَهُم مِّن مِّثْلِهِ مَا يَرْكَبُونَ
Ve halaknâ lehum min mislihî mâ yerkebûn(yerkebûne).
| ve halaknâ | : ve biz yarattık |
| lehum | : onlar için |
| min misli-hi | : onun benzerinden, onun gibi |
| mâ yerkebûne | : bindiğiniz şeyler |
Ve kendilerine bunun gibi binecekleri (nice) şeyleri yaratmış bulunmamızdır.
Ve onlar için onun mislinden biner oldukları şeyleri de yarattık.
ve kendilerine o misilliden binecekleri şeyler yaratmamızdır
ve kendilerine o gibisinden binecek şeyler yaratmamızdır.
Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır.
(41-42) Onlara bir delil de: Soylarını dolu gemiyle taşımamız ve kendileri için bunun gibi daha nice binekler yaratmış olmamızdır.
Biz, onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık.
Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.
Ve bunun benzeri binecekleri şeyleri onlar için yaratmamızdır.
Biz, onlar için, gemiye benzer, daha nice binekler yaratırız...
Ve kendilerine bunun gibi, binecekleri şeyler (türlü vasıtalar) yaratmamızdır.
Ve kendilerine bunun gibi nice binecek şeyler yapmamız da.
Ve daha da buna benzer nice binecekleri şeyler yarattık onlara.
Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.
Ve onlar için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.
(41-42) Onlara bir delil de: Soylarini dolu gemiyle tasimamiz ve kendileri icin bunun gibi daha nice binekler yaratmis olmamizdir.
Ve kendilerine onun gibi binecekleri nice şeyler yaratmamızdır.
Ve onlar için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.
ve (yolculuklarında) binek olarak kullanabilecekleri benzer araçlar yaratmamız da (bulunmakta)dır;
Ve onlar için, daha başka taşıtlar da yarattık.
Ve kendileri için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.
Bunun gibi, binecekleri daha nice şeyleri Biz onlar için yarattık.
Ve kendilerine onun gibi binecekleri nice şeyler yaratmamızdır.
Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.
Aynı şekilde, sürmeleri için onun bir benzerini yarattık.