enbiya suresi 61. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112


قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَى أَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ

Kâlû fe’tû bihî alâ a’yunin nâsi leallehum yeşhedûn(yeşhedûne).


kâlû: dediler
fe'tû (fe a'tû): öyleyse getirin
bi-hî: onu
alâ: üzerine, ...e
a'yuni: göz(ler)
en nâsi: insanlar
lealle-hum: umulur ki onlar, böylece onlar
yeşhedûne: şahit olurlar


Hasan Basri Çantay
Dediler: «O halde onu insanların gözleri önüne getirin. Olur ki onlar da (aleyhinde) şâhidlik ederler».

Ömer Nasuhi Bilmen
«Haydin dediler. O'nu nâsın gözleri önüne getiriniz; umulur ki onlar şehâdette bulunurlar.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Haydin dediler: getirin onu nâsın gözleri önüne belki şehadet ederler

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
hadi onu halkın gözleri önüne getirin, belki (onlar da aleyhinde) şehadet ederler.» dediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«O halde onu insanların gözleri önüne getirin, olur ki (aleyhinde) şahidlik ederler» dediler.

Diyanet İşleri (eski)
(60-61) Bazıları: 'İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk' deyince, 'O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin' dediler.

Diyanet İşleri
(Bir kısmı da) “O hâlde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler” dediler.

Diyanet Vakfi
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.

Celal Yıldırım
Bunların şahitlik etmeleri ic!n onu halkın önüne getirin, dediler.

Suat Yıldırım
"Haydin, dediler, getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsunlar."

Ali Fikri Yavuz
(Nemrud ve kavminin ileri gelenleri şöyle) dediler: “- Öyle ise, onu insanların gözleri önüne getirin, belki (yaptığı işe) şahidlik ederler.”

İbni Kesir
Dediler ki: O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin.

Abdulbaki Gölpınarlı
Öyleyse dediler, onu halkın gözü önüne getirin de söylediği söze tanıklıkta bulunsunlar.

Adem Uğur
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.

Ali Bulaç
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."

Bekir Sadak
(60-61) Bazilari: «Ibrahim denen bir gencin onlari diline doladigini duymustuk» deyince, «O halde bunlarin sahidlik edebilmeleri icin onu halkin gozu onune getirin» dediler.

Fizilal-il Kuran
O halde onu yakalayıp halkın karşısına getiriniz ki, herkes bu suçunun tanığı olsun dediler.

Gültekin Onan
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."

Muhammed Esed
(Berikiler:) "Onu insanların karşısına çıkarın, (aleyhine) tanıklık etsinler!" dediler.

Şaban Piriş
-Şahitlik etmeleri için onu halkın gözü önüne getirin, dediler.

Tefhim-ul Kuran
Dediler ki: «Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar.»

Ümit Şimşek
'Öyleyse onu halkın önüne çıkarın da başına geleceklere herkes şahit olsun' dediler.

Süleyman Ateş
"Onu insanların gözü önüne getirin de (nasıl cezâlandırılacağına) tanık olsunlar" dediler.

Yaşar Nuri Öztürk
Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler."

Edip Yüksel
'Onu kamunun huzuruna çıkarın ki tanık olsunlar,' dediler.