وَإِذَا الرُّسُلُ أُقِّتَتْ
Ve izer rusulu ukkıtet.
| ve izâ | : ve o zaman ..... olmuştur |
| er rusulu | : resûller |
| ukkıtet
(tekıt) | : vakit bildirildi
: (bir şey için bir vakit tayin etmek) |
peygamberlerin muayyen vakti geldiği zaman,
Ve o zaman ki, peygamberlere mahdut bir müddet verilmiş olur.
Ve o elçiler miykatlarına irdirildiği vakıt
peygamberler bekleme yerlerine vardırıldığı vakit (kıyamet günü),
Elçiler, tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman,
Peygamberlere ümmetleri hakkında şahidlik vakitleri bildirildiği zaman;
Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir).
(8-11) Yıldızların ışığı söndürüldüğü, gökkubbe yarıldığı, dağlar ufalanıp savrulduğu ve peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur).
Peygamberler (belli bir günün) belirlenmiş vaktinde (şâhidlik için) biraraya getirildiği zaman..
Resullere ümmetleri hakkında şahitlik vakitleri belirlendiği zaman; beklenen kıyamet kopmuştur.
(Kıyamette ümmetlerine şahidlik etmek için) peygamberler belirli bir vakitte bir araya getirildikleri zaman,
Peygamberlerin vakti geldiği zaman,
Ve peygamberler toplanınca.
Peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur).
Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman
Peygamberlere ummetleri hakkinda sahidlik vakitleri bildirildigi zaman
Peygamberlerin tanıklık sıraları geldiği zaman,
Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman,
ve bütün elçiler belirlenen bir vakitte toplanmaya çağırıldıkları zaman...
Elçiler toplandığı zaman..
Ve peygamberler de (şahidlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman
Peygamberlerin şahitlik etme zamanı geldiğinde, size vaad olunan gün gelmiştir.
Elçilere vakit belirlendiği zaman:
Resuller vakte bağlandığında,
Ve elçilere randevu verildiği zaman,