إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنينَ
İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
| innâ | : muhakkak ki biz |
| kezâlike | : işte böyle |
| neczî | : biz karşılğını veririz, mükâfatlandırırız |
| el muhsinîne | : muhsinler |
«Şübhe yok ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız».
Şüphe yok ki, Biz muhsin olanları işte böyle mükâfaatlandırırız.
İşte biz muhsinleri böyle karşılarız
İşte Biz güzellik yapanları böyle karşılarız!
İşte biz güzel amel işleyenleri böyle mükafatlandırırız.
Biz, iyi davrananlara işte böyle karşılık veririz.
Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.
İşte, biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.
(43-44) Hakikat biz, iyiliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız..
Biz iyi hareket edenleri işte böyle ödüllendiririz.
İşte biz, güzel amel işliyenleri böyle mükâfatlandırırız.
Şüphesiz ki Biz; ihsan edenleri böyle mükafatlandırırız.
Şüphe yok ki böyle mükâfatlandırırız iyilik edenleri.
İşte, biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.
Elbette biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüllendiririz.
Biz, iyi davarananlara iste boyle karsilik veririz.
Biz iyilik yapanları, İşte böyle ödüllendiririz.
Elbette biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüllendiririz.
İyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz;
Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
Elbette biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüllendirmekteyiz.
İyilik yapanları Biz böyle ödüllendiririz.
"Biz, güzel davrananları böyle mükâfâtlandırırız."
İşte böyle ödüllendiririz biz, güzellikler sergileyenleri!
İyi davrananları işte böyle ödüllendiririz.