أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا
E lem nec’alil arda kifâtâ(kifâten).
| e lem nec'al(i) | : kılmadık mı |
| el arda | : arz, yeryüzü, yer |
| kifâten | : toplanma yeri |
Biz, yeri bir toplantı yeri yapmadık mı?
(25-26) Biz yeri bir toplantı mevzii yapmadık mı? Dirilere ve ölülere.
Ve kılmadık mı Arzı bir tokat
Yeryüzünü bir tokat (toplanma yeri) yapmadık mı?
Yeryüzünü bir tokat (toplanma yeri) yapmadık mı?
(25-26) Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı?
(25-26) Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı?
(25-26) Biz, yeryüzünü dirilere ve ölülere toplanma yeri yapmadık mı?
(25-26) Yeryüzünü dirilere de, ölülere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı? .
(25-26) Gerek diriler ve gerek ölüler için Biz dünyayı toplanma yeri kılmadık mı?
Arzı bir toplanma yeri yapmadık mı,
Biz; yeryüzünü toplantı mahalli kılmadık mı?
Yeryüzünü, bir toplantı yeri olarak halk etmedik mi?
Biz, yeryüzünü toplanma yeri yapmadık mı?
Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
(25-26) Biz yeryuzunu, dirilerin ve olulerin toplanti yeri yapmadik mi?
Biz yeryüzünü barınak yapmadık mı?
Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
Biz toprağı toplanma yeri yapmadık mı
Yeryüzünü toplanma yeri kılmadık mı?
Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
Yeryüzünü bir toplanma yeri yapmadık mı:
Arz'ı toplanma yeri yapmadık mı?
Yeri, bir toplanma zemini yapmadık mı?
Yeryüzünü bir toplanma yeri yapmadık mı?