tur suresi 19. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49


كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Kulû veşrebû henîen bi mâ kuntum ta’melûne.


kulû: yeyin
ve işrebû: ve için
henîen: afiyetle
bi-mâ: şeylerden dolayı, sebebiyle
kuntum: siz oldunuz
ta'melûne
(kuntum ta'melûne)
: yapıyorsunuz
: (yapmış olduğunuz, yaptıklarınız)


Hasan Basri Çantay
(Şöyle denilir:) «(İyi) amel (ve hareket) etmiş olduğunuz için aafiyetle yeyin, için».

Ömer Nasuhi Bilmen
(19-20) Yeyiniz ve içiniz âfiyetler olsun, işler olduğunuz şey sebebiyle. Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslanarak (oturunuz) ve onları güzel gözlü huriler ile evlendirdik.

Elmalılı Hamdi Yazır
Yeyin için, afiyetler olsun çalıştığınız için

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Yaptıklarınıza karşılık yeyin, için, afiyetler olsun ,

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
(Onlara): «Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için» (denilir.)

Diyanet İşleri (eski)
(19-20) Onlara şöyle denir: 'İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için.' Onlara, ceylan gözlü eşler veririz.

Diyanet İşleri
(19-20) Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.

Diyanet Vakfi
(19-20) Onlara: Yaptıklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak âfiyetle yeyin, için (denilir). Ayrıca biz onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.

Celal Yıldırım
İşlediklerinize karşılık afiyetle gönül huzuru içinde yeyiniz içiniz.

Suat Yıldırım
(19-20) Ve onlara denilir ki: "Dünyada yaptığınız güzel davranışlardan ötürü: "Yiyin, için, afiyetler olsun!" Onlar sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Kendilerine temiz ve güzel hurileri de eş yaparız.

Ali Fikri Yavuz
(Allah onlara şöyle buyurur: Dünyada iman ve ibadet edib) çalıştığınız için afiyetle yeyin, için;

İbni Kesir
İşlediklerinize karşılık afiyetle yeyin, için.

Abdulbaki Gölpınarlı
Yiyin ve için, âfiyetler olsun, yaptığınız şeylere karşılık.

Adem Uğur
Onlara: Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yeyin, için! (denilir).

Ali Bulaç
"Yaptıklarınızdan dolayı afiyetle yiyin ve için."

Bekir Sadak
(19-20) Onlara soyle denir: «Islediklerinizden oturu, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin icin.» Onlara, ceylan gozlu esler veririz.

Fizilal-il Kuran
Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için!

Gültekin Onan
"Yaptıklarınızdan dolayı afiyetle yiyin ve için."

Muhammed Esed
(Ve onlara:) "Yapmış olduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyip için,

Şaban Piriş
-Yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için!

Tefhim-ul Kuran
«Yapmakta olduklarınızdan dolayı afiyetle yiyin ve için.»

Ümit Şimşek
Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yiyin, için.

Süleyman Ateş
"Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yeyin, için;"

Yaşar Nuri Öztürk
"Yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak afiyetle yiyin, için!

Edip Yüksel
Yapmış olduklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için.