meryem suresi 8. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98


قَالَ رَبِّ أَنَّى يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا

Kâle rabbî ennâ yekûnu lî gulâmun ve kânetimreetî âkıran ve kad belagtu minel kiberi ıtiyyâ(ıtiyyen).


kâle: dedi
rabbî: Rabbim
ennâ: nasıl
yekûnu lî: benim olur (olabilir)
gulâmun: oğlan çocuğu
ve kânet: ve oldu
imreetî: benim kadınım
âkıran: yaşlılık sebebiyle çocuğu olmayan (çocuğu olma özelliğinden kesilen)
ve kad: ve olmuştu, oldu
belagtu: ulaştım
min el kiberi
(el kebîru)
: ihtiyarlıktan, ihtiyarlığa
: (büyük, yaşlı, ihtiyar)
ıtiyyen
(atâ)
: yaşlanarak
: (haddi aştı, hududu geçti)


Hasan Basri Çantay
Dedi: «Rabbim, benim nasıl oğlum olur ki? Karım bir kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son haddine vermişimdir».

Ömer Nasuhi Bilmen
Dedi ki: «Yarabbi! Bana nereden bir oğul olabilir? Zevcem ise kısır olmuştur. Ben de ihtiyarlıktan son yaşa yetişmiş oldum.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Dedi: Yarab! benim için bir oğul nereden olacak: hatunum akîm bulunuyor ben de ihtiyarlıktan kağşamak derecesine geldim

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Zekeriyya: «Ey Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir, karım kısır ben de yaşlılığın kağşamak derecesine (son haddine) varmışken!» dedi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Zekeriyya: «Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?» dedi.

Diyanet İşleri (eski)
Zekeriya: 'Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?' dedi.

Diyanet İşleri
Zekeriyya, “Rabbim!” “Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?” dedi.

Diyanet Vakfi
Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?

Celal Yıldırım
Zekeriyyâ dedi ki: «Rabbim ! Benim nasıl oğlum olabilir ki karım kısırdır, ben de yaşlılığın son kertesine gelmiş bulunuyorum ?!»

Suat Yıldırım
"Ya Rabbî, dedi, nasıl benim çocuğum olabilir ki eşim kısır, ben ise bir pîr-i faniyim!"

Ali Fikri Yavuz
Zekeriyya dedi ki: “- Rabbim, benim nereden bir oğlum olacak? Hanımım kısır bulunuyor, ben de ihtiyarlığın son haddine vardım.”

İbni Kesir
Rabbım; karım kısır ve ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olur ki? dedi.

Abdulbaki Gölpınarlı
Rabbim dedi, benim nasıl oğlum olabilir ki karım kısır ve ben de ömrümün sonlarına vardım, tamâmıyla ihtiyarladım.

Adem Uğur
Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?

Ali Bulaç
Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım."

Bekir Sadak
Zekeriya: «Rabbim! Karim kisir, ben de son derece kocamisken nasil oglum olabilir?» dedi.

Fizilal-il Kuran
Zekeriyya dedi ki; «Benim nasıl oğlum olabilir. Eşim çocuktan kesildi, ben ise ileri derecede yaşlandım.»

Gültekin Onan
Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım."

Muhammed Esed
(Zekeriya:) "Ey Rabbim!" dedi, "Karım kısır olduğu halde ve ben de yaşlanarak bütünüyle güçsüz bir duruma düşmüşken, benim nasıl oğlum olabilir ki?"

Şaban Piriş
-Rabbim, dedi, nasıl benim bir çocuğum olabilir ki karım kısır ben ise son derece yaşlıyım?

Tefhim-ul Kuran
Dedi ki: «Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım.»

Ümit Şimşek
Zekeriya 'Nasıl oğlum olabilir ki?' dedi. 'Eşim kısır, ben de ihtiyarlığın son haddine varmış haldeyim.'

Süleyman Ateş
(Zekeriyyâ): "Rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur? Karım da kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım."

Yaşar Nuri Öztürk
Dedi: "Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım."

Edip Yüksel
'Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir? Karım kısır, bense alabildiğine yaşlıyım,' dedi.